Geçen cumartesi 25 yıldır tanıdığım, tanıdıkça sevdiğim, sevdikçe de bağımlılığı artan komşum, dostum, abimiz Seyit Mehmet Başkanı kaybettik. Mevla rahmet eylesin.
Bundan 9 yıl önceden de başlıktaki “iki Seyit”ten biri olan Seyit Koyuncu’yu kaybetmiştik. O da başka bir değerdi. Ona da “başkanlık” yakıştığı kadar, “ağalık” da yakışırdı. Öyle bir başkan öyle bir ağaydı ki, onun olduğu yerde kimse elini cebine atamazdı.
İki Seyit’in dostluğunu yakından bilirim. Her iki Seyit’in ortak özelliği ilme ve bilim insanına verdiği değerdi. Her konuda bilim insanları ile görüşür, istişare eder ve onlarla birlikte olmayı n severlerdi. Bunun yanında sosyal hayatın da içinde idiler.
İnsan doğar ve ölür. Bu hayatın cilvesidir ancak sevdiğini, sevdiklerini kaybetmek zor geliyor. “En son ölüm gelir, yine de erken deriz” der ya Hz. Mevlâna, iki Seyit için de diyeceğimiz bunun gibi bir şey. Elbette her şey rabbimin emri ile olur ama bu da insanın Rabbine cilvesi olsa gerek.
Üstad necip Fazıl’ın şu sözü ne kadar da yerinde;
Sevilenin yaptığı her şey sevilir.
Madem ki O (SAV) ölmüştür, o halde ölüm de güzeldir.
Seyit Mehmet abimize site dostları ve komşular hep “Başkanım” diye hitap ederdi. Bunu hak etmişti. Lider adamdı. Sanki doğuştan verilen bir görevi vardı ve liderliğe yatkındı. Gençlik yıllarından itibaren başkan olmak için kendini hazırlamıştı.
İttifak Holding’i kurduğundan itibaren, en zirvede olduğu dönemde dahi tevazuu elden bırakmadı. Şatafatlı odalarda oturmak yerine, eski ve gösterişsiz odasında oturur, karavanadan yer, özel ve sosyal görüşmelerini burada yapardı.
Derdi ümmetin derdi idi. Müslümanların zengin olmasını ister, bunu da hazmetmelerini dilerdi. O bir dava adamıydı. Davasının başarıya ulaşması için azimli, gayretli ve hırslı idi. Yapılan haksızlıkları hazmedemez, yanlışları insanın yüzüne söylerdi.
Tarımı ve tarımsal üretimi severdi. İnşaat mühendisi olmasına rağmen holding yatırımlarına ilk tarım sektöründen başlamıştı. İlk günlerde yapılan bir hatayı halen holding yönetiminde bulunan bir bilim adamı, Prof. Dr. Adem Elgün hocamızın müdahalesi ile çözüm bulmasından itibaren bilim insanına verdiği değer herkesçe bilinirdi.
Yazılacak çok şey var Seyit Mehmet Başkan için. Holding başkanlığından ayrılışının beklenmedik bir zamanda ve ani oluşu Ona zor geldi, ayrılışı biraz hüzünlü oldu.
İnsan böyle insanların, Seyitlerin sayısını artırsın. Sonucu yine Necip Fazıl’ın bir beytiyle bağlayalım.
İnsan sevme hissini israf etmemeli,
Kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli.
Mevla rahmet eylesin.
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.