CHP'de dönen dolaplar Deniz Baykal'a kaset kumpasının kurulduğu 2010 yılına kadar uzanıyor. Kaset Kumpası'nın sonrasında arkasında FETÖ'nün olduğu ortaya çıktı. Bu kumpası yapan polisler cezaevine gönderildi.
Fakat FETÖ ile iş tutan CHP'lilerin olduğu da hep zikredildi.
Gelelim geçen yılın Kasım kurultayında Kılıçdaroğlu'na gerçekleştirilen dolaba ne demeli? Bu fiyaskoların baş oyuncusu Ekrem İmamoğlu değil miydi? Kılıçdaroğlu bu seçimde niçin başrol değil? Sahnede göremiyoruz, televizyonlarda yok, partide hiç değil. Nedeni bariz ortada: Kendisine yapılan dönme dolapları bir türlü kabul edemiyor. Delegeler üzerinden nakitlerle verilen bariz ortada olan oylar olduğuna inanmaktan öte düşünüyor sanki. Hatta eski Genel Başkana çok fazla delegenin belge bilgi getirdiği, partinin içinde konuşuluyor. Ama eski Genel Başkan konuşmamayı tercih ediyor.
İstanbul İl teşkilat yeri satın alınmasında her şey orataya döküldü. İmamoğlu'nun tayfasının para kulelerini nasıl saydığını Türkiye gördü de, Ekrem İmamoğlu "Bilmiyorum" gibi bir rahatlıkla ortadan çıkmaya çalışıyor. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu, para işini Kaftancıoğlu'na pasladı yani işi ona bırakmaya, tabiri caiz yıkmaya. İstanbul Emniyeti hemen ifadeye çağırdı. Kaftancıoğlu'nun cevabı ise manidar: "Para sayanların içinde benim tanıdığım kimse yok. Kimin adamı varsa paranın kaynağını ona sorsunlar." dedi.
MURAT KURUM İSTANBUL'A YAKIŞIR
Her şey açık ve net ortada aslında. Şayet İstanbul düşünürse, teraziye koyarsa Konya'nın öz evladı Murat Kurum'a sahip çıkmalı. Gönlüne basmalı.
Ama anketler İmamoğlu'ndan taraf 2 alternatif var gerçeği konuşmak gerekirse: Murat Kurum, yoksa YRP. Şayet İstanbul bunu bir daha gözden geçirmeli.
Televizyonlar bas bas bağırdı. Milletimin hakkını kendi parası gibi sayanlara 31 Mart günü hakkını vermeli.
Senaryoyu kim kurdu?
Giden geleni aratır derler. Birileri kurdu, birileri oyunu bozdu….