“İnnemel amalü binniyyat ve innema likulli emrin ma neva”
Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiği şey vardır.
Bu, pek çok insanımızın ezbere bildiği, bazılarının da benim gibi yarım yamalak bildiği 40 Hadis-i Şerif’ten biridir.
…………….
Şimdi yazımızın başlığını niye böyle Arapça yazdık.
Aman ha sakın yanlış anlaşılmasın bizim Musul ile Kerkük ile filan bir alakamız yok.
O işler bizim boyumuzu aşar.
Yerel, yaşlı bir gazeteci olarak biz kendi küçük dünyamızda yalan dünyadaki ömrümüzü tamamlıyoruz o kadar.
…………..
Yalnız Allah razı olsun, eksikliklerini göstermesin çevremizde çok temiz iyi niyetli ve bilgili dostlarımız var. İnanıyorum ki bu insanlar yarın bizden iyi yönde şefaatçi olacaklar.
………
Buraya gelmeden bir gün önceye gidelim.
Cuma akşamı Sayın Cumhurbaşkanımızın şehrimizden ayrılmasının ardından fırtına koptu. Hem de ne fırtına ne kasırga. Ortalık yıkılıverdi. Ve bu iş düne kadar sürdü.
Biz yazdık milletin karnını şişi indi.
Bizi arayıp sitem eden oda dernek kısaca STK Başkanlarına bir yerde hak veriyordum.
Bu garip insanlar ne kadar maddi yönden güçlü olsalar da, ne kadar sağlam AK Partili olsalar da bu tür küçük gibi görünen serzenişlerini yüksek sesle söyleyemezler. Söyledikleri anda kelleri kopuverir.
Hem bizde Erol Taş’ın Konya şubesi olarak bu işi yaptığımıza göre kötü biz olalım yeter. Biz kötü olalım da millet iyi olsun razıyız. Çünkü her meslek gibi bizim mesleğin de böyle cilveleri vardır.
Mesela dün gün boyu o programa çağrılmayan başkanlardan teşekkür, tebrik dua aldık.
İyi niyetlilerden Allah razı olsun.
…………….
Bu görüşmeler ışığında bir tanesi vardı ki öğlen saatlerini yeni geçiyorduk bütün dengemi bozuverdi.
Hatta yazdığım yazıyı bile sildirip bunları yazmama sebep oldu.
Haaa bu Başkan genç yaşına rağmen çok kalitelidir. Başı ayrı, beli ayrı, ayağı ayrı tellerden oynayanlardan asla değildir.
Hatta bir arada dedi ki “Abi senin beş yıl önce bana dediğini şimdi daha iyi anladım ve biz de Konya defterini kapattık.”… !
………
Şehir adına bu büyük kayıp bir ifade idi.
Neyse bu kendisi genç yüreği koca adamın bana verdiği örnekler canımı sıktı.
Bizim Allah’tan korkan, kuldan utanan, öbür dünyayı ve toprağın altını çok iyi bilen insanlarımız adına samimiyetsizliğin daniskası idi.
……………..
Şimdi sıra ile başlayalım.
Bu çağrılma listesini bizzat Külliye ve Valilik yapmış.
Buna rağmen bazı isimlerin unutulduğu da dün samimi olarak söylendi.
İnsanlık hali olabilir.
Hem her şeyi biz büyüklerimiz kadar göremeyiz.
Ayrıca şöyle bir eleme daha yapılmış.
Falanca STK davet edilmiş ama isim sorulmuş. İşte o STK’nın verdiği isim en üst seviyedeki heyet tarafından uygun görülmemiş ve davet edilmemiş.
Böyle bir durumda asla aklımızdan çıkartılmamalı.
…………..
Buraya kadar resmi ve Külliye’nin de onayının alındığı nedenini ve gerekçesini bilmediğimiz dahası aklımızın eremeyeceği bir durum.
………..
Bizi bozan ise genç STK’cı idi.
Bu dostumuz o yemeğe katılmıştı.
İşte o gece bu yemeğe çağrılan iki din adamımız ile ilgili bana gıcık gıcık sorular sordu (!)
O yemeğe kadar şehrin iki din adamı ile ilgili 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından yazılanlarla çağrılanlarla ilgili olarak bir kanaat oluştuğunu ancak bu insanları yemekte görünce de allak bullak olduğunu söylüyordu.
Hatta bu iki din adamımızdan birinin Cumhurbaşkanımızın masasında bulunduğunu, bir diğerine ise Cumhurbaşkanımızın misafirlerle ilgilenirken bu hocamızın da yanına gittiğine şahit olunca o ana kadar duyup görüp okudukları ile o an sonrasının çok büyük tezat bir durum oluşturduğunu belirtiyordu.
Bunları uzun uzun detaylı bir şekilde anlattıktan sonra bize soruyor ve
“Abi biz şimdi Cenab-ı Allah’ın katında ne yapacağız?” diyordu.
………………
Dostumuzun yüzüne aynen şöyle dedim;
“O yemeğe çağrılan şanslı sayılı isimden birisin. Yemeği bir güzel yedin. Sayın Cumhurbaşkanımızı bu kadar ve uzun dinledin seyrettin. Sonra tokalaştın. Şimdi de böyle bir gıcık soruyu bana niye yöneltiyorsun? Sorunun muhatabı ben miyim?
Böyle üçü bir arada sorular ile beni sıkıştırma”…
…………..
Dedim ya daha o akşam ve dostumuzun gördükleri ve bize yönelttiği sorular ile inanın benim dengem bozulmuştu.
Hakikaten bu insanlar için gördüğümüz fotoğraflar ve söylentiler neticesinde buğzedip, zanda bulunmuştuk.
Şimdi ne olacak?
Yoksa bu sadece Sayın Cumhurbaşkanımızın din adamlarımıza karşı engin hoşgörüsü müydü?
…………
Amaaaaan vallahi de billahi de bu iş gerçekten gıcık bir iş.
Hem bana ne yaa?
İlgilenmeyeyim şu işlerle diyorum. Gözümü, kulağımı, elimi kilitliyorum. İki gün sonra mailler atıyorsunuz “Abi FETÖ’yü unutma… Unutturma …”
………..
Kardeşim biz yanarken, siz ısınacak mısınız?
Sonra o güzel hadis aklıma geliverdi ve biraz olsun rahatladım
“İnnemel amalü binniyyat ve innema likulli emrin ma neva”
Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiği şey vardır.
……………….
Allah’ım beni affet. Bizleri affet ıslah et. Bizim günahımız bize yeter. Bir de düşünerek, yazarak, başkalarının günahını sırtlanmayalım. Allahım hakkımızda hayırlısını versin…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Herkese bir pencere lazım önüne oturup her şeyi unutabileceği
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Genç kızlarımız ana cadde ve yollarda yürürken sigara içmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.