İnsan ilişkilerinin zedelenen yapısı

İbrahim Talha Bayburt

Günümüzde toplumsal yapıyı tehdit eden en önemli meselelerden biri, bireyler arası güven sorununun giderek derinleşmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan asosyallik eğilimidir. İnsanlar, birbirlerine olan güvenlerini yitirdikçe daha fazla içe kapanmakta, sosyal etkileşimlerden uzak durmakta ve iletişimden kaçınma eğilimi göstermektedirler. Bu durum, yalnızca bireylerin ruh sağlığını değil, aynı zamanda toplumun ortak yapısını da derinden etkileyen bir olgudur.

Güvensizliğin Yükselişi

Güven, sağlıklı insan ilişkilerinin temel taşıdır. Ancak günümüz dünyasında bireyler arasındaki güvenin kırılgan hale geldiğini gözlemliyoruz. Sosyal medya, dijitalleşme ve hızlı bilgi akışı, bireylerin birbirleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmalarına olanak tanısa da, bu bilgi çoğu zaman yanlış ya da eksik olabiliyor. Yanıltıcı haberler, sahte profiller ve kimlik hırsızlığı gibi olaylar, insanlarda sürekli bir tedirginlik yaratıyor. Dolayısıyla bireyler, ilişkilerinde daha mesafeli ve şüpheci davranmaya başlıyorlar.

Bu güvensizlik duygusu, insanların yakın çevreleriyle bile ilişkilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor. Arkadaşlıklar, komşuluk ilişkileri ve hatta aile bağları bile bu şüphecilikten nasibini alıyor. Zamanla, bu durum bireyleri yalnızlaşmaya ve sosyal ortamlardan uzak durmaya itiyor. Güvensizliğin toplumda bu denli yaygınlaşması, bireylerin kendilerini güvende hissettikleri tek alan olan kişisel alanlarına çekilmelerine neden oluyor.

Asosyallik: Güven Sorununun Bir Sonucu

Toplumdaki bu güven bunalımı, asosyalliği körüklüyor. Bireyler, sosyal etkileşimlerden kaçındıkça, kendi iç dünyalarına kapanıyorlar. İletişim kurmanın, bağlanmanın ve paylaşmanın riskli bir girişim olarak algılandığı bir toplumda, bireyler kendilerini koruma içgüdüsüyle hareket ediyorlar. Herhangi bir iletişimde aldatılma, yanlış anlaşılma ya da sömürülme korkusu, bireylerin sosyal izolasyonu seçmelerine yol açıyor.

Bu asosyallik eğilimi, yalnızca bireylerin psikolojik ve duygusal sağlığını değil, aynı zamanda toplumsal bütünlüğü de tehdit ediyor. İletişimden uzak duran bireyler, empati kurma yeteneklerini kaybediyor, başkalarının deneyimlerine ve duygularına duyarsız hale geliyorlar. Sonuç olarak, toplumsal dayanışma zayıflıyor ve insan ilişkileri yüzeyselleşiyor.

İletişimsizlik Mümkün Değildir

İnsanlar arasındaki güvenin azalması ve asosyallik eğilimi, iletişimi de son derece olumsuz etkiliyor. Güvenin olmadığı bir ortamda sağlıklı bir iletişimden söz etmek pek tabii mümkün değildir. Ancak burada, ünlü iletişim kuramcısı Paul Watzlawick'in "İletişim kurmamak mümkün değildir" şeklindeki görüşü önemli bir yere sahiptir. Watzlawick’e göre, insanlar sosyal etkileşimlerden kaçındıklarında dahi, sözsüz ya da dolaylı yollardan bir mesaj iletirler. Bir kişi, sessiz kalsa bile beden dili, mimikleri, hatta yalnızca orada bulunma şekliyle bile bir iletişim sürecine dâhil olur.

Bu bakış açısı, modern toplumdaki asosyalliği daha da derinleştiriyor. İnsanlar, iletişimden kaçındıklarını düşünseler bile, bir şekilde çevrelerine "güvensizlik" ve "geri çekilme" mesajlarını göndermeye devam ediyorlar. Yani, iletişimi tamamen kesmek mümkün olmasa da, bu tür pasif mesajlar, insan ilişkilerini zedelemekte ve güvensizliğin topluma daha derinden yayılmasına yol açmaktadır.

Çıkış Yolu: Güven İnşa Etmek

Bu karamsar tabloya rağmen, toplum olarak güveni yeniden inşa etmenin mümkün olduğunu unutmamak gerekir. İnsan ilişkilerinde güveni yeniden tesis etmek için, bireylerin açık ve dürüst bir iletişim kurmaya cesaret etmeleri gerekiyor. İletişimden kaçınmak yerine, karşılıklı anlayışı ve empatiyi temel alan bir diyalog geliştirmek, bireyler arası güveni yeniden canlandırabilir.

Ayrıca, dijital dünya ve sosyal medya kullanımında daha bilinçli olmak da bu sürecin bir parçası olabilir. Sahte bilgilerle mücadele etmek, bireylerin sosyal medyada kendilerini daha gerçekçi ve güvenilir bir şekilde ifade etmelerini sağlamak, toplumsal güvenin yeniden tesis edilmesine katkıda bulunabilir.

Kuşkusuz, insan ilişkilerinin köklerini zedeleyen en önemli sorunlardan biri toplumsal güvensizlik ve asosyalliktir. Ancak iletişimi kesmek mümkün olmadığına göre, güveni yeniden inşa ederek sağlıklı bir toplumsal yapı kurmak mümkündür. Bu yolda atılacak adımlar, bireylerin hem kendileriyle hem de çevrelerindeki insanlarla yeniden güçlü bağlar kurmalarına yardımcı olacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.