Faşizm, şekil ve alan değiştirerek faşistlerin vasıtası ile görevini yapmaya devam ediyor.
Bilimi ideolojik çerçevelere sığdırmak veya farklı inançlar çerçevesinde değerlendirmek pek mümkün değildir. Zira ilim tüm insanlık içindir. Dinimiz İslam için ise “ilim edeptir”.
Bu sözün bir anlamı da edep dışı olanların ilimsiz de olacağı değişik araştırmalarda ortaya konmuştur. Bu konuda daha evvel kaleme aldığım “İlim be Edep” başlıklı yazımda şöyle demiştim:
İlim mi önde, edep mi; bilemem ama araştırmalara ikisi arasında öyle muazzam bir ilişki var ki, hangisinin hangisinden önde olduğunu tartışmaktan ziyade bu ikisinin etkileşimdeki detaya ve her ikisinden de istifade yoluna gitmenin daha doğru olduğu ortaya çıkmakta.
Birçok makalede: “İlim ve edebin, kaybolan çocuğunu arayan annenin iştiyakıyla aranması gerekir, edeb, ilim talebinden önce gelir” ve “öğrenmekten gaye edeptir” olarak yorumlanıyor.
İmam Malik’i annesi ilim öğrenmeye gönderirken sarığını sarmış ve “ilimden önce edep öğren” dediği de manidardır.
Böyle bir kültürün ve medeniyetin şemsiyesi altında bir tarihle büyümüş ve yetişmiş olan Necip Türk Milletinin asil çocuklarının son yıllarda “siyasi farklılaşmayla” ne hale düşürüldüğü ile ilgili kaygıları olan insan sayısının çoğunlukta. Böyle bir ülkede son yıllarda ilim ve din eksenli konular ne yazık ki siyasi faşistlerce siyaset sahnesinde, algı operasyonları ile saptırılarak ve kullanılmaya çalışılıyor.
İlimden mahrum olduğu yetmiyormuş gibi edepten de mahrum olduğu bilinen bu faşistlerin hesabı büyük olsa gerek. Türkiye’nin önemli üniversitelerinden biri olan İTÜ de çalışan bazı misafir araştırmacılar ile ilgili yapılan tezviratlar akıl, ilim, insanlık ve edep dışı olarak günden alıyor. Bu konuda ITÜ yönetimi “misafir araştırmacılarıyla ilgili sosyal medya üzerinden maksatlı olarak yayılan ırkçı ifadeleri üzülerek gördüklerini, bilimsel düşüncenin ırk, dil, din veya cinsiyet ifadeler üzerinden tanımlanmasını kınasalar sa da, faşistlerin saptırmaları hafife alınmamalıdır.
Faşizm böyle bir şey. Dikkat edilirse üzerinde durulan misafir araştırmacılar dünya çapında projelere imza atan, kendilerini İTÜ gibi bir üniversitede daha da geliştirme hedefine ulaşmak isteyenler üzerinde yapılan kime hizmet eder, bu faşistler kimin adamıdır?
Bu nasıl iştir ki, ülkemin bilim ve teknolojide bir yere gelmediğini, dünyanın başarılı üniversitesinde Türk Üniversitelerinin yer almaması ile ilgili propagandalar yapan bu zihniyet; aynı zamanda ülkemin çeşitli bahanelerle geri kalmasına isteyen, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ’ları harcayan zihniyettir.
Önce delirtiyorlar, sonra deli diyorlar. Gel de delirme. Siz kokmuş, lağım farelerinden daha beter, salyalı-sümüklü çağdaş yobazlar, hangi hakla böyle bir tezvirata teşebbüs edersiniz, cevap veriniz.
Bu araştırmacıların Müslüman olması mı sizi rahatsız etti, bunu bilelim. Dünyanın her tarafında her ülke ve her kimlik-dinden araştırmacılara görev verir, onlarla ortak projeler yapar-yürütür. Bu yüzden de yol alırlar. Hem ilim insanı ve araştırmacılar bu ülkeyi terk ediyor diyerek şikâyet edersiniz, hem de bilim insanlarına böyle iftiralar atarak harcamaya çalışırsınız, öyle mi?
Bu ülkenin başının en büyük belası siz faşistlersiniz. Bu ülkede ekonomide düzelir; adalet, bilim, ilim, ahlak da gelişir. Din, dil ve ırk üzerinden yaptığınız çirkin ve kirli iftiralar bu ülkenin enerjisini ve insanını tüketiyor. FETO projesi sizlerin derdi bu ülke ve geleceğimiz.
Rahmetli Cemil Meriç “Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan hâline getiren İslâmiyet olmuştur” diyor. İlim de budur, insan da budur, insanın meydana getirdiği toplumlarda budur, bu varlıkları ve değerleri tamamlayan da edeptir.
Faşist ise dışlayan, aşağılayan, ilim, ahlak ve edep dışı hareket edendir. Bunlara fırsat veremeyiz