Gaziantep’te menfur bir olay meydana gelmişti.
Suriyeli anne ve babanın, emanet edip gittiği 9 aylık çocuğuna bir çoban, emanete ihanet ederek cinsel istismarda bulunmuştu.
İşte o sabi çocuk iç kanamasından dolayı can vermiş.
“Yok ol dünya!” diyeceğim ama…
Dünyanın ne kabahati var ki…
Çoban deyip geçmeyin..
O bir peygamber mesleği…
O sapık çoban, Suriyeli ailenin bahçesinde açan güzel bir çiçeği kopardı…
Koparmakla kalmayıp dünya büyüklüğünde bir cana kıydı…
Çünkü her çocuk bir dünyadır.
İnsanı her şeyin özü olarak gören Hz. Mevlâna, “İnsan bir cevherdir, gökyüzü ise ona arazdır.” diyor.
İnsan bir yerde “kâinatın özü”, yâni “dünyanın hülasası”…
Burada “zâlim”, “cahil”, “nankör” olan acaba kim?..
Çoban dedikleri ve kendisine para karşılığında emanet edilen kuyun, kuzu, davar ne varsa o sürülere sahip çıkıp, kendisine güvenilip emanet edilen daha 9 aylık olan “kâinatın özü”ne ihanet eden bir çoban; burada, peygamber mesleğine de ihanet etmiş olmuyor mu?
Bu çoban denilen insanlık dışı yaratığın ne bu dünyada ne de öbür dünyada yatacak yeri var mıdır?..
Mevlana hazretleri, “insanın değeri aradığı şeye göredir.” buyuruyor.
Ey esfeli safilin(kötü şeyleri düşünüp yapması)den de aşağı derekeye düşürülen çukur adam! Sana “çoban” bile demeye dilim varmıyor…
Allah senin belânı versin.
***
Kulağını, gözünü, gönlünü, aklını “vahiy” kültüründen koparıp hevâ ve hevesine bağlayan bir insan, zalimliği, cahilliği, nankörlüğü, inkârı ve isyanı yüzünden Allah katında hayvandan da aşağı olmayı hak ediyor demek ki…
Burada yine eğitim ve maarif karşımıza çıkıyor.
Birde adalet, hak ve hukuk mefhumu…
Bilindiği üzere terörist başı APO, dönemin koalisyon iktidarı parti genel başkanları ve Meclis idam etmemek üzere almıştı. Yani idam cezası, Türkiye'de Meclis kararıyla kaldırılmıştı.
İdamın tekrar çıkacağına/çıkarılacağına dair tereddütlerim var.
Demek ki o zaman APO, idam cezasını yürürlükten kaldırılmak üzere Türkiye'nin başına bela edilmişti. Bir gazeteci olarak bu tecavüz ve cinsel istismar olaylarıyla ilgili Konya'dan pek çok örnek verebilirim. İnsanlık dışı şeyler bunlar. Bu sebeple vermiyorum.
"Kısasta sizin için hayat vardır" emrinin rafa kaldırıldığı bir memlekette cezalar eğer yerli yerini bulmuyorsa, orada adaletten söz edilemez.
Adalet nedir?
Bir hakkın yerine konulması ise, eğer o hak yerine getirilemiyorsa; hangi adaletten söz edilebilir ki. Suriyeli o anne ve baba; "kısasa kısas" istedikleri zaman, kana karşı kan, cana karşı can istediklerinde o zaman hangi adalet ölçülerine göre hareket edeceksiniz?
Türkiye’de kimse sistemi, düzeni ve eğitimi tartışmıyor.
Bu memlekette sanki eğitim sistemi çok güzelmiş de tıkır tıkır işliyormuş da insanlar; gül gibi geçinip gidiyorlarmış…
Millî Eğitim sistemini paralele teslim eden zihniyetin memleketi ne hale getirdiği 15 Temmuz’da görüldü.
Birol Bey’e başarılar diliyorum
Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Birol Mercan, Innopark Konya Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş.’nin talebi üzerine InnoPark bünyesindeki Girişimcilik Merkezinin Yöneticiliğini yapmak üzere görevlendirildiğini öğrendim. İsabetli bir karar olmuş. Doç. Dr. Mercan'a yeni görevinde başarılar dilerim.
AZİZİM DİYOR Kİ…
“İnsan eğitilmesi zorunlu olan tek yaratıktır.” (Immanuel Kant)