Dünyadaki güç dengesinin batı lehine döndüğü günden bu yana insanlığın huzuru kaçmıştır. Bizim, “İpin ucu P….n eline geçti.” deyimi tam da bu duruma uyuyor. İnsanlık için faydalı işler ortaya koyan kişi ve kurumlar elbette batıda da vardır. Ama kötülüğün neredeyse bütün çeşitlerini sergileyenler, kötülükte en ileri noktalara varanlar, hiç iyilik düşünemeyenler de -FETÖ örgütünde olduğu gibi- kendine batıda yer buluyor. Çünkü bize göre kötülük ve çirkin sayılan işlerin birçoğu orada kötülük sayılmıyor. Bu ayrımı, söz konusu olan şeyin onların çıkarlarına uyup uymadığı belirliyor. Her halde biz, batıyla birbirimizi bu yüzden anlayamıyoruz.
Örneğin bizim ahlak anlayışımız, imzaladığımız anlaşmalara uymayı gerektirir. Ama aramızdaki anlaşmaya rağmen ABD, F. Gülen’i iade etmiyor. Onu çok seviyor olabilir. Onun Türkiye’de çevirdiği filmlere bayılıyor da olabilir. Ancak aramızda bir iade anlaşması var. ABD bu iadeyi geciktirdikçe Türk halkının “Darbedeki üst akıl ABD’dir.” kanısı biraz daha güçleniyor. ABD yönetiminde gerçekten bir üst akıl olsa bunu önemserdi. Daha dün (1795 ) ABD bize vergi veren bir devletti. Şimdi bizi küçümsemesi ileride ABD’ye pahalıya mal olabilir.
Çağımızda batı, kötülüğün kurumsal, bilimsel, sanatsal kılıflar içinde ve dünya çapında icra edildiği bir yer olmuştur. Çirkinliğin süslü ambalajlar içinde güzel diye ustalıkla sunulduğu, başka ülkelere zarar vermenin bile marifet ve siyaset sayıldığı, ayrı bir dünya haline gelmiştir. Suriye’deki kan donduran trajedi için dahi batının kılı kıpırdamıyor. Onlar meseleye hala çıkarları açısından yaklaşıyor. ESAT, DAİŞ ve YPG ye verdikleri gizli- açık destekler bunu ispatlıyor.
Silah satmak için insanların arasına fitne sokan, onları birbirine kırdırıp, kandan beslenen bu batıdır. Güneydoğu Bölgemizi kışkırtan onlardır. İkinci dünya savaşından sonra en büyük insan kıyımı bu yolla Afrika’da olmuştur. İnsanların fakirlik ve cahilliğinden yararlanıp, aralarında ahlaksızlık yayan da bu batıdır. Batı, sömürü ve fitneyi Afrika’da en ileri noktalara ulaştırmıştır. Afrika insanının çaresizlik içinde açlık ve susuzluktan, toplu ölümlere maruz kalması batının eseridir. Suriye, Yemen, Irak, Afganistan ve daha birçok İslam ülkesindeki trajedinin mimarı da bu batıdır. Örneğin DAİŞ’in cephane fabrikası yoktur. Koalisyona dâhil ülkelerin hepsi de DAİŞ’e sözde düşmandır. Ama DAİŞ’in cephanesi hiç bitmiyor. Kullandığı silah ve cephanenin büyük çoğunluğu da bu koalisyon ülkelerinin üretimidir.
Afrika ve Ortadoğu ülkeleri yüzyıllarca süren Osmanlı yönetiminde huzur, güven ve refah içinde yaşamışlardır. Şer işlerine engel oluruz diye batı, bizim Afrika’ya girmemizi istemiyor. İslam ülkelerini de bizden uzak tutuyor. Başımız beladan kurtulmasın diye elinden geleni de yapıyor. Batıyla aramızdaki savaşsız dönem yüz yıla yaklaşıyor. Güven içinde yaşamak dururken, adamlara “rahat battı” galiba.
Dünyada ne kadar terör örgütü, karanlık güç ve şer odağı varsa mutlaka batının bilgisi, dahli ve denetimi altındadır. Terörle savaşır görünüyor, aslında batı teröre destek veriyor. Bu batı, sadece güçten anlıyor. Onların karşısında halk olarak da daima güçlü olmak ve dik durmak gerekiyor. “Siyaset tevazu kabul etmez.” “Kolumuz kırılsa da yen içinde kalmalıdır.” Batılılar Cumhurbaşkanımızı, bütün işlerimizi, her halimizle bizi sürekli karalarken, reyting kuruluşları kredi notumuzu keyfi olarak düşürürken, onların “Hem kel, hem fodul” olduğunu biz de tüm dünyaya, sürekli ilan etmeliyiz.
Dünyadaki bütün çirkin işlerin, kötülüklerin, şeytanca politikaların her yere batıdan yayıldığını, bu günkü batının bu haliyle “İnsanlığı felakete sürüklediğini” biz de her fırsatta dile getirmeliyiz. Terörde olduğu gibi bu konuda da sürekli savunmada kalmayı bırakıp, biz de sürekli taarruz halinde olmalıyız. Cumhurbaşkanımız “Dünya beşten büyüktür” diyerek bu taarruzu başlatmıştır. Ama ülkemiz ve insanlık için yaptığı bu çıkışla şimşekleri üzerine çekmiştir. Bu milli bir meseledir. Muhalefet yine muhalefetini yapsın ama böylesi milli konularda tüm Türk halkı olarak Sayın Erdoğan’ın da, mevcut hükümetin de arkasında durmalıyız ve sağlam durmalıyız. Zenciler ve K. İrlandalılar gibi batının da her birinin bir yumuşak karnı mutlaka vardır. Allah’a emanet olunuz.