Bu konuyu daha önce de gündeme taşımıştım. Kamuoyu oluşturmak adına “kabak tadı” verse de yine gündeme getireceğim. Isıtıp-ısıtıp önünüze koyacağım. Ta ki ilgili kişilerin dikkatini çekene kadar bu mücadeleden vaz geçmeyeceğim.
Isı pay ölçer taktıran vatandaşların sızlanmalarını hep duyuyorum. Isı pay ölçer pazarlayan kişilerin sloganları da çok cazip. Diyorlar ki: Yaktığın kadar öde. Allah için kulağa da çok hoş geliyor. Adeta mizan terazisi mübarek. Yaktığın kadar öde. Slogan doğru. Neticesi de sloganla mütenasip. Çünkü bu sahtekar aleti taktıranlar başkalarının sırtından ısınıyorlar. Komşu cömertse ayarlıyor 30 dereceye, yakıyor bütün odaları. “Kaloriferli evde oturuyorsam adam gibi ısınmalıyım” diyor. Haklı da. Ama kendisi ısınırken, komşuları da onun sırtından ısınınca fatura kabarık geliyor. Komşu cimri. Bir odayı normal ısıya ayarlarken, diğer odaları 15 dereceye sabitliyor. (15 derecenin altına düşürmesi mümkün olmuyor. Elinden gelse tamamen kapatacak.) Komşusu 30 derecede ısınıyorsa, önce cimri komşuyu ısıtıyor, sonra kendisini. Ay sonunda kullandıkları ısı ölçülüyor. Cimri komşu 100 lira öderken, cömert komşu 500 lira ödüyor. Ne oluyor şimdi? Herkes yaktığı kadar ödemiş oluyor. “Yırtılan deli Bekir’in yakası.”
Aslına bakacak olursak ISI PAYÖLÇER denilen alet gerçekten de çok adaletli bir sistem. “Peki yanlışlık nerede o zaman” diye soracaksınız elbette. Yanlışlık eski binalarda bu sistemi uygulamak. Bu kararın adaletli bir şekilde uygulanabilmesi için yalıtım standartlarını da ilan etmek gerekmektedir. Bu da yetmez. İlan edilen standartların yerinde uygulanmasını da titizlikle takip etmek gerek. Mantolama dediğimiz cephe yalıtımından bahsetmiyorum. Mantolama işin bir bölümü. Daha önemlisi katlar arası yalıtımın standartlarına uygun olarak yapılmasıdır. Her daire merkezi sistemden kullandığı enerjiyi kendi mekanı içinde hapsedebiliyorsa, problem yok. Ama katlar arası ısı transferine müsaitse, o zaman bu sistemin adaletinden kimse bahsedemez. Nitekim eski binalarda katlar arası ısı transferi kalorifer sisteminin bir parçasıdır. Şunu demek istiyorum:
Makine Mühendisi arkadaşlarımız petek hesabı yaparken katlar arası ısı transferini de dikkate alarak petek miktarını belirlemektedirler. Isı geçişleri sistemin bir parçasıdır. Ama Isı payölçer sisteminde ısı geçişleri sıfır olmasa da sıfıra yakın olmalıdır. O zaman bu sistem adaletli bir sistem olacaktır. Eski binalarda da bunu uygulamak neredeyse imkansızdır. Çünkü eski binalarda yatay yalıtımı yapmak imkansız kadar zordur. Yani astarı yüzünden pahalıya mâl olur. O zaman bu sistemin eski binalarda yapılmasının zorunluluktan çıkarılması gerekmektedir. Dediğimiz gibi yeni binalarda sistemine uygun olarak yapılabilirse harika bir sistem.
Bu arada Makine Mühendisleri Odası’nın bu konuda sessiz kalmasını da anlayamıyorum. Bu konuda fikir beyan etmeyeceksiniz de, hangi konuda fikir beyan edeceksiniz? Bu aleti taktırıp da memnun olan bir Allah’ın kulunu görmedim. Tamam. Tek başınıza bu konuyu çözün demiyorum. Ama karınca misali bari safınızı belli edin de biz de kendimizi tartalım. Acaba biz mi yanlış düşünüyoruz diye.