İSLAMİ PSİKOLOJİ

Ziya Uysal

Bütün peygamberlerden(A.S.), Sahabe-i kiramdan, Mevlana, Yunus, Hacı Bektaş gibi tasavvuf büyüklerinden, mezhep imamlarından, ilmiyle amil tüm âlimlerden ve bildiğimiz- bilmediğimiz bütün Allah dostlarından hiç birinin yaşamı boyunca bunama, buhran, cinnet, depresyon, stres vs. gibi psikolojik sorunlar yaşamadığını görüyoruz.

Taklidi iman da olsa, iman etmiş olanlarla iman etmemiş olanlar arasında manevi bakımdan,( Ruhsal yapı bakımdan) dağlar kadar fark vardır. Taklidi imanla tahkiki iman sahipleri arasında da manevi olgunluk bakımından çok büyük farklar vardır.

Taklidi iman, iman etmiş olmakla birlikte iman ettiği hususların mahiyetini, derinliğini ve enginliğini fazla bilmiyor olan Müslümanların imanıdır. Tahkiki imansa, iman ettikten sonra imanın her bir şartını, hiçbir şüphe ve bilgisizliğe yer kalmayacak şekilde etraflıca tahkik eden kişinin imanıdır. Bu konuda ilim, gözlem, inceleme, araştırma yapan, bunların üzerinde düşünen, nihayet imanında hiçbir şüpheye ve bilgisizliğe yer bırakmayan, düşünce ve davranışlarına da buna göre yön veren, yaşamını buna göre şekillendiren kişilerin imanıdır.     

İmanını, “ taklidi iman “ düzeyinden, “ tahkiki iman “ düzeyine getiren Müslümanlar sadece gaflete, dalalete düşerek, günahlara dalmak suretiyle Allah’ı gücendirmekten, Onun rahmetinden mahrum kalmaktan, Onun öfkesine ve cezasına muhatap olmaktan korkarlar. Onlar, Allah korkusu dışındaki korku, endişe ve üzüntülerden kurtulmuşlardır. Psikolojik sorunlar yaşamaları artık olası değildir. 

Bu kişiler Salih Müslümanlardır. Amentüye imanları tamdır. Örneğin Allah’a iman konusunda çok ileri mertebelere ulaşmışlardır. Allah’ın, hepsi de mutlak üstün ve güzel olan isimlerini ve sıfatlarını anlamlarıyla birlikte, tahkiki anlamda ve hayat boyu öğrenmeye devam ederler. Bunları doğrulayan canlı örnekleri kendisinde, çevresinde ve hayatında sürekli gözlemleyip, üzerinde düşünürler.

Karşılaştıkları her şeyde, her olay ve her durumda bunların yansımalarını, izlerini yani Allah’ın isim ve sıfatlarını sürekli fark eder hale gelmişlerdir. Bütün duygu, düşünce, hayal, tasavvur, tasarı, anlayış ve davranışları sürekli bunlarla şekillenir olmuştur. Yüce Allah onların gören gözü, işiten kulağı, düşünen aklı, seven gönlü olmuştur artık. Şöhret tutkusundan, gösteriş ve riyadan kurtulmuşlardır. Dışardan kolayca fark edilmezler. Görünürde işinde-gücünde, normal insanlardır ama onların “Dışları halkla iken, içleri daima Hakladır.”

Onlar, hayır ve şerrin Allahtan geldiğini sadece diliyle değil, aklıyla, kalbiyle, gözlemleriyle, kısacası bütün varlığıyla bilmektedir. Bir sevdiğini kaybetseler, hüzünlenirler ama kendilerini perişan etmezler. Allahtan gelen her şey onlar için hoştur. Onlar, Allah’a karşı daima “Lütfun da hoş, kahrın da hoş” dedirten olgunluğa erişmişlerdir. 

Hayatın sıkıntıları, zorlukları ve sorunlarıyla boğuşurken, kötülüklere karşı koyarken, iyilikte yarışırken,  her zaman ve her durumda Allah’la beraberdirler. Her işlerinde ellerinden geleni tam olarak ortaya koyarlar, ondan sonra Allah’a tevekkül ederler. Daima işlerini iyi yapmanın çabası içindedirler. Onların tevekkülü sözde değil, özdedir. İşte bu tevekkül, onların ruh sağlığını da daima korur, onları hep huzurlu ve mutlu kılar. Bu tür tevekkül şekli vurdumduymazlıktan, tembel pişkinliğinden farklıdır. Bu tevekkül, elinden geleni tam yaptığı halde gücünü aşan sonuçlara boş yere üzülmemeyi getirir. 

Onlar, ortaya çıkan sonuç nasıl olursa olsun, her sonucun kendileri için hayırlı olacağına inanırlar. Yüce Allah’ı tanıyan, tahkiki iman düzeyine erişmiş kişiler, Allah’a tam güvenirler. Allah’tan daima iyilik geleceğini bilirler. Onların içinde Allah’a karşı en küçük bir güvensizlik ve şüphe kalmamıştır. Tahkiki iman sahibi Müslümanlar, Allah’ı tanıdıkça Onu daha çok severler. Allah’la beraber oldukları sürece Onun sonsuz kudret ve merhametinin, engin rahmetinin himayesinde olduklarını bilir ve mutlu, huzurlu yaşarlar. Onlar iyiliksever, dürüst, çalışkan, kötülük düşünmeyen insanlardır. Allah bütün Müslümanlara, hepimize nasip etsin. Allah’a emanet olunuz.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.