Yüce Mevlamıza hamdolsun ki bu yıl iki mübarek ve bereketli günü birden yaşıyoruz, birisi İsra ve Miraç diğeri ise Cuma günü… Müminler için kurtuluşa vesile olacak bu değerli günleri çok güzel ve huşuu içinde değerlendirmemiz lazım. Bu günü ve geceyi gönüllerime ruhumuza ve benliğimize yerleştirip yüce Mevla’dan af dilememiz günahlardan bu geceler hürmetine arınmamız gerek diye düşünüyorum.
Değerli okurlarım cihanın şanlı önderi Peygamber Efendimiz (SAV) me Yüce Allahımızın verdiği mucizelerden biri de İsra ve Miraç mucizesidir. İsra geceleyin gidiş Miraç ise yine geceleyin semâlara yücelikler âlemine yükseliş demektir.
Böylece İsra ve Miraç; Kâinatın efendisi olan Allah’ın Resulü (SAV)nün gecenin bir anında Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülüşünü ve oradan da yükseklere çıkarılıp, Allah’ın huzuruna kabul edilişini ifade etmektedir.
İsra ve Miraç mucizesi hicretten bir buçuk sene evvel Recep ayının 27. gecesi vuku bulmuştur.
Bu mucize hadisi şeriflerde öz olarak şöyle anlatılır. Peygamberimiz bir gece amcası Ebu Talib’in kızı Ümmühan’ın evinde veya Kâbe’nin hetim denilen mevkiinde iken Melek Cebrail (AS) gelir ve Resulullah’ın göğsünü yararak zemzem suyu ile yıkamış sonra da onu iman ve hikmetle doldurup mühürlemişti. Daha sonra Peygamberimizi “Burak” adı verilen bir binekle Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya getirip oradan da Cebaril (AS) ile birlikte semalara yükselerek her katta bir peygamber ile selamlaşıp Sidret-ül Münteha denilen yere varmışlardı.
İşte buraya kadar kendisine refakat eden Hz Cibril, “Ya Muhammed, yemin ederim ki ben buradan bir karış ileri gidersem yanarım. Benim buradan ileri geçmeye takatim yoktur” demişti.
Bundan sonra şerefli Peygamberimiz Refref adındaki bir vasıta ile ulvi seyahatine devam etti. Nihayet Allah’ın huzuruna yükseldi, yüce huzura kabul edildi. Artık Resul’ü Ekrem Kabe Kasveyni Ev Edna Sarayı’nın mübarek ve seçilmiş misafiri, Ma Ehva Mektebi’nin hak muallimidir. (Necm suresi a. 9-10.)İşte böylece Peygamber-i Zişan Efendimiz hiçbir meleğin hiçbir peygamberin ulaşamadığı makama ulaşıyor ve Yüce Rabbimizden vahiyler alarak Miraç’tan dönüyordu.
Değerli okurlar kısaca İsra ve Miraç mucizesi kuran ve sünnetle sabittir ve asla inkar edilemez. Sübhanellezi esra bir abdihi leylemminel mescidil harami ilel mescidil aksallazi barekna havlehü linürüyehü min eyetine innehü hüvessmiul basir. Ayeti mucibince kulu Muhammed’i gecenin bir anında Mescid-i Haram’dan alarak, âyetlerimizi göstermek için etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir o, işten ve görendir. (İsra Suresi 2. ayet) şanı yüce olan Allahımız Miraç’ta Peygamberimize ve onun ümmetine üç hediye sunmuştur.
- Bakara suresinin sonu,
- Beş vakit namaz,
- Allah’a eş, ortak koşmayanlara cennet müjdesi.
Miraç gibi muazzam bir hadisenin başlangıç ismini alan İsra suresinde, fert ve cemiyetleri kurtuluşa erdirecek ilahi emir ve yasaklarda beyan edilmiştir.
- Allah’a eş koşmamak, Allah’tan başkasına kulluk etmemek
- Anaya babaya itaat etmek, onlara güzelce bakmak.
- Hısım akrabayı fakir ve yoksulları gözetmek.
- Malımızı harcamada israfa düşmemek savurgan olmamak.
- Fakirlik korkusu ile çocuklarımız doğmadan ve ya doğduktan sonra katletmemek.
- Aileleri yıkan, cemiyeti paramparça eden zinaya yaklaşmamak.
- Haksız yere adam öldürmemek. Cana kıymamak.
- Yetimlerin mallarına göz dikmemek, onlara iyi muamele etmek.
- Verdiğimiz sözleri yerine getirmek.
- Ölçü ve tartımızı doğru yapmak.
- Bilmediğimiz şeyin peşine düşmemek.
- Yeryüzünde kibirlenerek mağrurca yürümemek.
- Miracımız olan namazlarımızı dosdoğru kılmak.
- Kuran’ı kerimi tane tane ağır ağır okumak
- Şanı yüce olan Allahımıza hamdetmek yalnız onu büyük tanımak.
İşte İsra suresindeki bu ilahi hükümler insanlığın acı ıstıraplarını dindirecek bizleri huzura kavuşturacak Rabbani hükümlerdir. Rabbim bu geceyi layığı ile yâd enlerden kılsın cümlemizi. (Amin)