TARİHE YOLCULUK (274)
O güzelim boğazı gezerken İstanbul gibi güzel bir kıza vurulmamak elde değil. “Kız sen İstanbul’un neresindensin?” diyen şairin Nihâvend Fantezi makamında olan o güzel şarkısını Emel Sayın’ın kadife sesinden dinlerseniz, ne demek istediğimi anlarsınız.
Konya dışı seyahatler beni son derece heyecanlandırıyor.
İstanbul’a yapacağımız seyahat de son derece heyecanlandırdı. Bu seyahatimizi Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Güçlü, Konya Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit ve Konya Aydınlar Ocağı Basın Sözcüsü olarak bendeniz Mustafa Balkan olarak yaptık.
Bizi İstanbul’a ev sahibi olarak davet eden Selçuklu Belediyesi idi. Beş ciltlik “Anadolu Selçuklu Çağı Mirası” adlı eserin tanıtım programı için Dünya’nın yedi tepeden oluşan tarihî merkezine doğru uçakla gayet rahat ve güzel bir seyahat yaptık. Konya Hava Limanı’na vardığımızda uçağın kalkmasına 45 dakika vardı. “VIP LOUNGE” yazılı kapıdan içeri girdik. Türkçesi “Şeref Salonu” anlamına gelen ve kemer çıkarmadan kolay seyahat etmemizi sağlayan bu hizmetlerden dolayı Selçuklu Belediyesi, çok güzel ve rahat bir program akışı sağladığı için teşekkürü hakkediyor. Salonda çaylarımızı yudumlarken uçağın kalkmasına 10 dakika kala Selçuklu İlçe Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bizlere merhaba dedi. Elimizi sıkıp “hayırlı yolculuklar” dedikten ve bizi İstanbul’a uğurladıktan sonra aramızdan ayrıldı. Mevlâna Kültür Merkezi’nde Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı için temayül yoklaması olduğu için Sayın Uğur İbrahim Altay, İstanbul’daki tanıtım programına katılamayacağı anlaşıldı. THY Mobil Biniş Kartı’nı akıllı telefonlarımıza attığı için hangi koltukta seyahat edeceğimiz bilgisine de sahip olduk
Saat 07.30’da Konya Havaalanından kalkan TK2033 uçuş sayılı THY uçağımız, 55 dakika sonra ve tam saatinde Yeşilköy (Atatürk) Havaalanı’na çok nezih bir iniş yaptı. Şeref Salonu’ndan geçerek bizi bekleyen otobüsle Bakırköy Deniz Otobüsü İskelesi’nde bizi bekleyen vapura bindik. Vapurumuz hareket eder etmez facebook üzerinden telefonlarımıza “İstanbul’a Hoş geldiniz” interaktifiyle karşılaştım. Bu arada Orhan Kaptanın kullandığı vapurla Tarihi Yarımada’nın önünden geçerken Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in şu mesajıyla karşılaştım:
“8500 YILLIK TARİHİYLE MEDENİYETLERİN BULUŞMA NOKTASI, TARİHİ YARIMADA FATİH’E HOŞ GELDİNİZ.”
Mesaj bununla kalmıyor ve sizi interaktif ortamda Fatih Belediyesi Başkanlığı, Kültür Yayınları arasında çıkan “İstanbul’un Kitabı Fatih’ adlı 546 sayfadan oluşan güzel bir eserle buluşturuyor. Fatih Semtinin tarihi geçmişi eski ve yeni fotoğraflarıyla birlikte elinizin altında ve kütüphaneye gitmeden önemli bir bilgi kaynağına hemen erişiyorsunuz.
Tarihi Yarımada’yı yine Selçuklu Belediyesi sayesinde gezmiş ve Topkapı Sarayı’ndaki Kutsal Emanetleri görmüş, Sultan Ahmed Camisi’nde Cuma namazı kıldıktan sonra mahzun Ayasofya’da özel güvenlik görevlilerinin ikazına aldırmadan ikindi namazını eda etme zevkini yaşamıştım.
BİR YANDA HALİÇ, DİĞER YANDA TARİHİ YARIMADA…
Vapurda kahvaltımızı yaptıktan sonra Anadolu Selçuklu Çağı Mirası’nın tanıtımının yapılacağı Bahariye Mevlevihanesi’nin bulunduğu Haliç’e doğru vapurla yol alırken, o güzelim İstanbul Boğazı’nı gezerek temaşa etme zevkini de yakaladık.
Boğaz gezisi iyi düşünülmüş bir şey.
İstanbul’da gördüklerimi, işittiklerimi ve muhteşem bir ser olan “Anadolu Selçuklu Çağı Mirası”nı sizlerle paylaşacağım.
Bu seferki uçuşumuzda iki basın mensubu arkadaşımızın ilk defa uçağa biniyor olmaları, onların korkuları ve heyecanlarına da tanık oldum. Rasyonel Haber Gazetesi’nden talebem olan yazı işleri müdürü Emine Hanım ve Kanal 42’den bir arkadaşımız, uçağa ilk bindiklerinden dolayı korku ile heyecan arasında gelip gittiler. Kanal 42’deki arkadaşımızın elini tuttuğumda avuçlarının terli ve soğuk olduğunu hissettim.
Ve her ikisine de “Bu da geçer Yâhû…” dedim.
Emine İstanbul’un güzelliği karşısında adetâ mest oldu!.
Boğazı gezerken İstanbul gibi güzel bir kıza vurulmamak elde değil…
Şair öyle diyor: “Kız sen İstanbul’un neresindensin?..”
Nihâvend Fantezi makamında olan bu güzel şarkıyı Emel Sayın’ın o güzel sesinden dinlerseniz, ne demek istediğimi anlarsınız.
YARIN: Muhteşem bir eser: Anadolu Selçuklu Çağı Mirası