İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ (Davutoğlu ve Özel Hocalar)

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

 

Bir ülke tarihinin dönüm noktaları vardır. Bunlardan biri de eğitimi ülke sathına yaygınlaştırma ve kalitenin yükseltilmesi, dolayısıyla en azından fırsat eşitliğinin yakalanmasıdır.

1950 ye kadar Anadolu insanına yapılan baskılar, onların kanıyla, canıyla kurduğu öz devletine küsmesi ile sonuçlanmış, bu vesileyle de bu yıllara kadar çocuklarını en kutsal hakkı olan eğitimden mahrum etmişlerdir.

1950 yılında ki siyasi değişimle birlikte devletiyle barışan insanımız çocuklarını okutma imkânı yakalamış, 1980 de ki Özal değişimi ile birlikte önceleri belli şehirlerde bulunan üniversiteler kısmen de olsa diğer büyük Anadolu şehirlerine dağılmıştır. Bu dağılımda YÖK organizasyonunun büyük payı olduğu bir gerçektir.

2002 de AK Parti hükümetleriyle başlayan süreçte ise ilk ve orta öğretimle beraber özellikle üniversite eğitim kurumlarında kalite ve kantite bakımdan belirgin ilerlemeler gerçekleştirildi. Böylece dar imkâna sahip insanımız okumak için büyük paralar harcayarak başka şehirlere gönderdiği çocuklarına kendi şehirlerinde veya kasabalarında eğitim aldırma fırsatını yakaladılar.

Her ne kadar eğitim sistemi siyaset arenamızda en çok tartışılan konu olsa da, son yıllarda özellikle yükseköğretimde alınan yolun büyüklüğü inkâr edilemez. Artık akademisyenler ve araştırıcılarımız, dünya ile yarışmak için de hükümet desteklemeleri ile her türlü imkânı ve fırsatı bularak, dünya bilim sahnesinde yerini almaya başlamanın yolunu açmıştır. Hatta bazı üniversitelerimiz oldukça yüksek sayıda yabancı öğrencilere eğitim kapısını açmış, böylece de dünyanın çok yerinden kaliteli öğrenci çekmeye başlamıştır. Bunlardan biri de İstanbul Şehir Üniversitesidir.

Küçük oğlumun İstanbul Şehir Üniversitesi, İletişim Fakültesini kazanması dolayısıyla kuruluş felsefesi ve ekibiyle zaten merakıma mucip olan bu Üniversitenin kampüslerini ve bazı yöneticilerini ziyaret etme şansını yakaladım. Kızımın da burada öğretim elemanı olmasına rağmen, bir türlü uğrama fırsatı yakalayamadığım Üniversiteyi bu vesileyle de görmüş oldum.

Oğlumun, iki yıl okuduğu işletme fakültesini bırakması ve bana külfeti olmasına rağmen bu güzel üniversiteye kayıt yaptırmasına razı oldum. Zira atmosferi, öğretim elemanı ve eğitim kalitesi, hadefçi-ufukçu yapısı benim buna razı olmamı sağladı diyebilirim.

Kızımın Boğaziçi Üniversitesi mezunu, büyük oğlumun İstanbul’da iyi bir işi ve iyi derecede İngilizcesi olmasına rağmen “İstanbul’da bir üniversite mezunu olmamamın zorluğunu her zaman çekiyorum” demesi beni bu üniversite için daha da motive etmiş olabilir.

Gelelim İstanbul Şehir Üniversitesini uluslararası seviyeye getiren ekibe. İşte burada zorlanacağım galiba. Bu güzide Üniversitemiz 1986 yılında Mustafa Özel, Murat Ülker ve Fikri Gökbörü Kançal tarafından kurulan Bilim Sanat Vakfının akademik arayışının bir eseri olarak doğmuştur (Bu kurumumuz hakkında daha sonra yazacağım).

Sonradan sevgili Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında yapılan çalışmalarla 2008 de kamusal kimlik kazanan üniversite, eski Adalet ve Milli Savunma Bakanlığı yapan M. Oltan Sungurlu Başkanlığında kuruldu. Bu bakımdan Başbakanımızın yoğun emekleri olduğu için bu Üniversitenin Anadolu insanı ve özellikle Konyalılar nezdinde önemli bir yeri olmalıdır.  

İstanbul Şehir Üniversitesi, keşifsel bilginin üretimine ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçlayan,  özgün, katılımcı, evrensel ve özgürlükçü perspektifiyle ve zenginleşen ekibiyle, 2010-2011 akademik yılında ilk öğrencileri ile buluştu ve kısa sürede uluslararası boyuta ulaştı. Halen 6 fakülte, 3 enstitü çatısı altında 14 lisans, 15 lisansüstü programı ile Altunizade’ de faaliyetlerini sürdürüyor.

Bu arada Bilim Sanat Vakfı Başkanı ve üniversitenin öğretim üyesi Dr. Mustafa Özel ile kızımla beraber hasbihal etme şansım da oldu. Yazılarından ve sosyal çalışmalarından tanıdığım Dr. Özel ile kısa süreli de olsa esprili bir görüşmemiz oldu. Oldukça sıcakkanlı, dolu ve sempatik bulduğum Özel Hocayı tanımak oldukça önemli şanstı benim için.

Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

       

   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.