İtiraz

Akif Kuruçay

Yitirildiğinde bir daha geri gelmeyecek şeylerden yalnızca biridir inandırıcılık... Yaşadığımız çağ insanın başta kendine, sonra tarihe, fikre, istikbale, sevgiye inancını kaybettirecek sayısız korkunç kavramlarla dolu. İnsan kendini kaybettiğinde kıyısı kalmıyor hayatın. Zemini kayıyor, un ufak oluyor içine sığındığı duvarlar, yıkılıyor çatısı evinin.

Muhtemel olan da anlamsızlaşıyor. Ne vakitlerin bereketi ne acısı çekilen erdemlerin bir manası kaldı. Azgın suların önüne katıp götürdüğü cesedin burukluğudur... Var olmak, hayatta kalmaksa bu.  

İnsan, şunun bunun ucundan tutmak sandığı devasızlığı hayat zannediyorsa, artık ruhunu büsbütün kuşatmış tehlikeli bahanelere sarılabilir sımsıkı. Bütün silahlara aç gözlülükle sarılabilir. Tembelliğe, yalan söylemeye, gasp etmeye, incitmeye, düşüncesizliğe, oburluğa, vicdansızlığa, sığlığa sığınarak bir vuruşta devirebileceğine gözünü kestirdiği ne varsa hırsla saldırabilir.

Çünkü diğergam olmak kaybetmiştir inandırıcılığını. Sevgili, adını internette yazıp aratma hazzı karşısında mağlup edilmiştir bu çağda.      

Ben, “bu sebepten bir şeyini kaybetmiş mi peki” diye soruyorum artık, biri için “işte haklı biri” dendiğinde, duraksamadan. “Gerçekleri söylüyor” dediklerine dönüp baktığımda ortada yalnızca pişkinlik ve ısırgan bir cüret gördüm çünkü hep. İnanmaya, gerçeğe meftun olmaya meyilliydim oysa. İnsanlardaki ikbal şehvetini  hiçbir haklılığın doyuramadığı bir dünya düzeni gördüm. Olur olmaz yerde gerçeklerden söz eden biri miyim ben, öyleyse bilin ki hastayım.

Âşıklar ağır bedel öderler, benzi solgundur onların. Solgunluk, bedenin ruhu nereye kadar anlayabileceğini gösterir bize: Maşukun dışında her şey boştur! Yokluktur. Bunu fark edince birden hastalanırsınız, “her şey rüzgâr gibi sizi alıp götürür, baş dönmesi, mide bulantısı budur.” Aşkın sınırlarındayken fikirlere incelikle yanaşmayı terk edersiniz.    

İnsan bilmek istedikçe inançsız çağın anonim peygamberleri, yapmacık iletilerdeki boşluklara gizlenmiş, ücretsiz smslerle tayyımekân hâlindedir. İlim ise nevzuhur müminlerin akledemeyeceği şu itirazın sonundadır: Bu dünya bilinmeye layık değil hiç.

Tevekkül ince görülen bir şeydir. Ba’sü bade’l-mevt imanın kayıp şartı... Ya şu öldürmeyi meşru gören bahanelerinize; aç gözlülüğünüze, tembelliğinize, yalanlarınıza, gasp ettiklerinize, incittiklerinize, düşüncesizliğinize, oburluğunuza, vicdansızlığınıza, sığlığınıza ne demeli? Tarih de bitti söz de, siz hâlâ niçin bitmediniz?

Biz, göğün indirdiklerine, toprağın verdiklerine şükrederek bizi sevgiyle yaşatan (ısrarla görmek istemesek de) Allah’dan inandırıcılığı gasp edilmiş hayatlarımıza genişlik dileyeyim, gelin!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.