Spor Toto Süper Lig 2016-17 Turgay Şeren sezonunu ülkemizin içinde bulunduğu durum nedeniyle tatsız tuzsuz açtık. Futbolun büyüsü ile bir parça da olsa acılarımızı unuturuz niyetiyle 90 dakikalığına olsa hayata ara verdik. 10 otobüs yaklaşık 500 taraftar ile Rize’ye giden yeşil-beyaza gönül vermiş hayatlar, futbolu bir hayli özlemiş olacak ki en uzak deplasmanlardan biri olan Rize’ye adeta akın etti.
Konyaspor maça tutuk başladı, maçtan önce Ali Çamdalı’nın sakatlanması ise bu tutuklukta başrolü oynayan etken oldu diyebiliriz. Sezonun ilk maçı olması nedeniyle fazla yüklenmek istemiyorum ama bu yüklenmeme sadece kadro için geçerli. Ortadaki yanlışları da yazmamız gerektiğini düşünüyorum. İlk yarı sahada gezen bir Konyaspor izledik. Takımda göze çarpan isim Ali Turan oldu. Deneyimli oyuncuların başında gelen kaptan, her iki yarıda da yaptığı kritik müdahaleler ile gemisini kurtardı diyebilirim. Saha içini bir kenara bırakıp yönetime bir iki laf söylemenin tam yeri sanırım. Sayın Başkan bu takım geçen yıl ligi üçüncü sırada tamamlarken taraftar ligi zirvede bitirdi. Bu hoca takımı bugünkü pozisyonuna getirmek için gecesini gündüzüne kattı. Peki siz ahde vefadan başka olumlu ne yaptınız diye sormak istiyorum. Ligde sezon boyunca bir türlü bitmeyen Konyaspor borcunu bitirebildiniz mi merak da ediyorum doğrusu. Peki takımdan ayrılan oyunculardan Holmen’in yerine kimi aldınız? Ali Çamdalı sakatlandı şimdi o bölgeye arayışa girersiniz artık. UEFA Avrupa Ligi’nde bir Karabükspor mu olmak istiyorsunuz? Yoksa Rıza hocanın Denizlispor’u mu? İlk yarı maçı izlediğimde hayal kırıklıklarına uğradım. Kaleyi bulan tek isabetli şut yokken kendi kendime bu sezon Traore, Holmen hatta Meha’yı bile çok arayacağız dedim.
İkinci yarı başladığında biraz ümitlerimiz yeşillendi, Aykut Hoca’nın soyunma odası taktikleri işe yaramış gibiydi. Vukoviç’in golü ile bu Konyaspor’da değişen bir şey yok. Rakiplerini uyutup uyutup sonuca gidiyor demiştim. Fakat 75. dakikadan sonra yedek kulübemizin en azından ilk hafta için yetersiz olduğunu gördük. Son iki sezondur büyük takımlar dahil yemediğimiz baskıyı hissettik. Orta alanda pas yapamayıp topu ayağımızda tutamayınca Ali Çamdalı’yı aradı gözlerimiz yine. Orta alanda topu tutamayınca kanatlar da yeterli bindirmeyi yapamadı. Bindirme yaptıklarında ise orta alanda yapılan hatalardan dönüşlerde sıkıntı yaşadık. Elle tuttu kolla vurdu gibi bahanelere sığınmadan yönetime dönelim bir kez daha. Hani sezon öncesi herkesi güldüren açıklamanız var ya transfere 1 milyon ayırdık diye; açıklamanıza göre 150 binlik iki oyuncu alma kontenjanımız var halen, artık Trinidad Tobago’dan mı bulursunuz Burkina Faso’dan mı orasını bilmem acilen bu takıma bir ön libero bir yırtıcı hücumcu gerekiyor. Trabzonspor’un Lazio’dan kadrosuna kattığı Ogenyi Onazi’i hayranlıkla izledim, bu sezon adından çok söz ettirecek gibi. Biz neden böyle oyuncular getiremiyoruz anlamış değilim.
Sonuç olarak; Aykut Kocaman’ın felsefesi gereği, deplasmandan alınan puan kıymetlidir. Büyük takımlar ve o yolda ilerleyen takımlar kötü oynarken de puan alabilen takımlardır. Konyaspor bunu başardı. Üzüldüğümüz nokta ise 5 dakika daha dayansa bir yerine üç puan gelecekti.
Yönetimin Beşiktaş maçı bilet fiyatlarını açıkladığında, sezonun son maçındaki bilet fiyatları ve hocanın sitemi geldi aklıma. Umarım yönetim saçma düşünceler içinde değil, sadece Konyalı taraftarlar içine sızmak isteyen taraftarlar için böyle bir uygulamaya gitmiştir. Volkan’a atıp tutmak için ise birkaç hafta daha bekleyeceğim Ömer Ali’ye evlilik kilo manasında yaramış fakat bu yarayış futbol için çok iyi bir şey değil. Bir an önce geçen sezonki Ömer Ali’yi görmek istiyoruz. İlginçtir geçtiğimiz sezonda ‘’Konyaspor takımında’’ ilk golü Vukoviç atmıştı.
Peki ilk hafta için, İyi durumda mıyız; Hayır, kötü durumda mıyız; hayır… Ama iki tarafa da yakınız, iki tarafa da uzağız. Bu uzaklığı yapacağı nokta transferle ile yönetim belirleyecek!
Maçın Sözü; Kötü oynarken alınan her puan, ilerisi için kıymetli bir puandır.