Aldığı başarılı sonuçlarla bir anda tarihinin 'En iyi lig performansına' ulaşan Torku Konyaspor, Başakşehir karşısında aldığı farklı mağlubiyetin acısını çıkartmak için Gençlerbirliği karşısında aldığı bir puana sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi kestirmek zor.
Bana göre, alınan bir puan iyi. Çünkü 3 puanı getirecek bir hamle bile olmadı. Rakip Gençlerbirliği ise karşılaşmanın ilk dakikasından son dakikasına kadar bir puan için mücadele edince, takım disiplininden kopmadan bir oyun sergileyip istediğini almış oldu.
Esame listesini alınca Takımların yabancı futbolcu serbestliği ile birlikte, son günlerin moda kelimesi olan 'milli-yerli' oyuncu sayısını nasıl çoğaltacağız sorularıyla karşılaştım. Listede yeşil beyazlılar 5, Gençlerbirliği ise 8 yabancı ile sahadaydı. Üstüne üstlük, Gençlerbirliği yedek kulübesinden 3 yabancı da sahaya sürdü.
Bunu anlamak mümkün değil.
Bu kadar yabancı ile Türk futbolunun geleceği ne olur? Açıkçası gelecek yıllarda 'milli-yerli' oyuncu çıkar mı, bulunur mu, kaç paraya transfer edilir?
Bu soruların sorulması gerekir diye düşünüyorum...
Maça gelince, ligde yakaladığı başarı grafiğini Başakşehir karşısında stoplayan Konyaspor, duraksamasını devam ettirdi. Heyecanı olmayan, pozisyonu eh işte dedirten, kısmen soğuk hava ile gazozuna oynanan bir karşılaşma gibiydi. Dar alanda topu sıkıştıran, kanatlar yerine orta sahada al gülüm ver gülüm şeklinde geçen, bitsin de biran önce gidelim düşüncesine sahip futbolcu topluluğu vardı her iki takımda da..
Torku Arena'da sadece bir güzellik vardı..
O da ister kendi sahasında, isterse deplasmanda olsun adını duyuran bir taraftar gerçeği vardı. 90 dakikalık mücadele en olumlu taraf tabi ki taraftarlardı. Nalçacıların başını çektiği taraftar grubu takımını ateşlemek için elinden geleni fazlasıyla yaptı. Aykut hoca da maçtan sonra taraftarların güzel davranışından bahsetti.
Sonuçta puan hanesine bir puan yazıldı. Ama kendi saha ve seyircisi karşısındaki puan kaybı Konyaspor'a yakışmadı. Deplasmandan gelen 3 puanlar böylece heba edilmemeli.