Anlamlı bir Atasözümüz. Ara sıra da olsa maalesef yaşadıklarımız bu atasözünü haklı kılıyor.
Neden mi Atasözü ile başladık.
Cuma akşamı oynanan Konyaspor Kasımpaşa maçıyla alakalı. Tarihe geçen maça tanıklık edenler, torunlarına anlatacakları önemli bir anı yaşadılar. Bir daha böyle bir şeyi görür müyüz onu da kestirmek bir hayli zor...
Babel'in yerde yattığını gören Konyasporlu oyuncular iyi niyet gösterip topa müdahale etmiyorlar. Kaleci Kaya topu dışarı atmak isterken kısa düşen vuruşunu Ömer Ali göğsüyle yumuşatıp topu bırakması, daha önceden de Beşiktaş maçında centilmenliğinin bir gramı bile uğramadığı sabıkalı bir isim olan Donk'un attığı gol ve sonrasında yaşananlar.
"İyilikten maraz doğar"
Konyasporlu futbolcuların iyi niyeti ne yazık ki karşılığını bulamamıştır. Bir de davranış şekli bence çok önemlidir. Kaya'nın vuruşu kısa da düşmüş olsa Ömer Ali topu göğsüyle yumuşatma yerine taca atmasını beklerdim. Çünkü "elin oğlu" kısa süreli de olsa durduk yerde maçın gerilmesine neden oldu.
İşte burada devreye giren Şota'nın futbol zekası, futbolcu psikolojisi maçın tamamen önüne geçti. Aslında ne de güzel başlamıştı karşılaşma. Maç önü her iki takımın da futbolcularının taraftarları birlikte selamlamaları sahalarımızda çok sık karşılaştığımız bir durum değildi.
Konya'nın hoşgörüsüne bence bilerek; hakem Mete Kalkavan'ın "oyna" işaretiyle ihanet eden Donk'un, Türk futboluna katacağı hiç bir şey yoktur.
Ve Şota...
Ülkemizde futbol oynadığı dönemde de başarılıydı. İkiz kardeşi ise; Şota kadar prim yapamamıştı. Yıllar sonra Türkiye ile yolları kesiştiğinde yerli futbolcularının kazancı olacağına inandım. Bu inancım da tarihe geçen jestiyle bir kez daha ispatladı.
Şota'ya helal olsun demekten başka bir şey yok. İstifası ise beklenen bir şeydi...!
Maça gelince, ilk 20 dakikada 4 gol pozisyonundan en az iki tanesini gol yapmalıydı Konyaspor. Kasımpaşa'ya göre daha istekli, daha arzulu oynayan, puan durumundaki yeri nedeniyle 3 puana daha çok ihtiyacı olan takım Konyaspordu.
Bunu da başardı. Ama yeterli değil.
Artık son 10 haftaya giriyoruz. Telafisi mümkün olmayan günler içerisindeyiz. Özellikle son 5 hafta çok önemli maçlarımız var. Ne yaparsak ilk 5 hafta içinde yapacağız.
Yoksa korkulu rüyaları görmemiz yakındır...