Geçen hafta hayatımda önemli bir yeri olan Tarımsal Kalkınma Vakfının genel kurulu münasebeti ile O haftada ki yazımı Vakfa ayırdığım için İzmir-Manisa seyahatimi yazamamıştım. Bu hafta için gerek tarım ve gerekse de kültürel değişimler hakkında önemli bulduğum konuları ele almak istedim.
Değerli okuyucular, seyahatler hoş olduğu gibi, bir yorumcu olarak olaylar ve çevre tarafsız olarak yazılırsa okuyan için önemli bir kaynak olduğu gibi okunuyor v de merak da uyandırıyor diyebilirim. Bu değerlendirmeyi yazılarımı okuyan birçok dostum ve okuyucularımdan destek bularak açıklıyorum.
İzmir’e senede 2-3 defa, bazen de 2-3 senede ziyaretim olur. Bunu birkaç yazımda da ele aldığım gibi İzmir’i ilk ziyaretimi Üniversite sınavına girmem münasebeti ile ilk 1973 de yapmıştım. Tam 50 sene olmuş. Sınava Buca’da girmiştim. O zamanda ziyaret ettiğim uzaktan akrabam terzi abimizin Eşrefpaşa ’da ki ana yol üstünde dükkânının bulunduğu tek katlı iş hanını ve sınava girdiğim Mühendislik Fakültesi binalarını bulamıyorum. İzmir her ne kadar iyi hizmet almasa da, tabii güzellikleri ile Eğe şehri olsa da, kozmopolit yapısı ile Anadolu’dan değişik insan kültürü ve nakışlarını bulabiliyorsunuz.
Şehirlerimiz ne kadar da hızlı değişiyor. Bu bile ülkemin son yıllarda nereden nereye geldiği yeri ve yapılan hizmet ve gelişmeleri gösterme bakımından kolay anlaşılıyor. İzmir gibi Manisa için de bu tür şeyler söylenebilir, yazılabilir olsa da iki şehrin iklim benzerliği dışında birbirinden oldukça farklılıkları var. Ancak geçiş yolu ziyaretlerim hariç Manisa’yı 8-10 senedir yakından gördüğümü söyleyemem.
Önemli bir toplantı için İzmir’den Manisa’ya geçtim. Manisa İzmir’ e en yakın il olsa da kültür ve sosyal değerleri ile benzerlik gösterdiği pek söylenemez. Herşeyden önce tarihi motifleri ile bir şehzade şehri olan Manisa insan yapısı, şehirciliği, sanayi yatırımları ve kadim kültüre bağlılıkları ile İzmir’ den ayrılıyor denebilir. Tarım potansiyeli açısından ayrıcalıkları da yok değil.
Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü genç, aktif, heyecanlı, konusuna hâkim, ne yapacağını bilen ve de oldukça canayakın Metin Öztürk kardeşimle görüştüm. Son zamanlarda Tarım İl müdürlüklerine böyle genç ve aktif şahısların tayin edilmesi hayli dikkat çekici. Bu arada (henüz ziyaret etmedim) İzmir’e de Kayseri’den tanıdığım faal ve tecrübeli bir meslektaşımız atandı. Umarım hizmette iyi yarışırlar.
Murat kardeşimle Manisa ve çevresi tarımı hakkında mütalaada bulunuyoruz. Bu arada sanayileşme konusunda da hayli yol alan şehzade şehri Manisa’da, tarihi değerlerin (medreseler, hanlar, camiler, bedestenler) ortaya çıkarılması, belediyecilikte alınan hizmetleri yeterince açıklıyor. Murat kardeşimiz çiftçiler ve il yöneticileri ile de iyi bir meşveret kurmuş. Tebrik ve teşekkür ederiz. Bununla tarımda üretim modellemeleri günün ihtiyacına göre değişimlerle kendini gösteriyor. Ovalarda pamuk ve sultani üzümün yerini zeytin ağaçları ve örtü altı yetiştiriciliği almak üzere görülüyor.
Manisa’yı daha önceleri, teferruatlı olarak bu kadar yakından görmediğimi de üzüldüm diyebilirim. Tarihi motiflerle beraber yani açılan yollar, altyapı, peyzaj güzelliği, yürüyüş ve spor alanlarda spor yapan insanı dikkat çekiyor. Tarihi Manisa ve sıcakkanlı Manisalılara her türlü hizmetler helal olsun.
Ülkemin her yeri güzel olsa da yeşil ve su ile tarihin bol olduğu, bakımlı iyi hizmet almış ve şehrin ruhunu yansıtan kültürel çalışmaları insanı bir başka etkiliyor. Manisa da onlardan biri.