Tam tamına iki buçuk sezondur bu takım ve bu takımı yönetenler bu şehre o kadar çok ızdırap yaşattı ki hala da yaşatmaya devam ediyor. Göreve geldikleri yıllarda borçsuz olarak aldıkları kulübü borç batağına batırmaları nerdeyse kulübü bitirme noktasına geldiler. Her sene bir önceki yılı arar olmaya başladı bu şehir. Önceki senelerde yönetimin yeni olduğundan ses çıkarmayan her kez artık yönetimin bir an önce bu şehre ve bu takıma veda etmesini gür sesle seslendirmeye başladı.
Sadece Konyaspor’da değil diğer branşlarda da tel tel dökülen bir Konya mevcut. Her kulvarda alt sıralarda yarışan bir takım topluluğuna o kadar paralar aktarıldı ki sonuçları insanları üzüyor.
Aykut Kocaman’ın olduğu yıllar kulüpten içeri giremeyen menajerlerin şimdi kulübün içinde fink atması ve ucuz olan hiçbir deneyimi olmayan oyuncuyu yüksek fiyatlarla kulübe satmaları kimsenin gözünden kaçmıyor olsa gerek. Bu sezona başlamadan önce Bülent Korkmaz’ın Cikalleshi için benim bilgim dahlinde alınmadı deyip istifa etmesi ve apar topar yerine getirtilen İsmail Kartal’ın da yetersiz olması artık Konyaspor’da her şeyin gün yüzüne çıkmış olması bir tesadüf olmadığını gösteriyor.
Sezona başlarken ilk on haftada kalesinde yedi gol gören Konyaspor sonraki haftalarda deyim yerindeyse kalesi yol geçen hanı gibi goller yemeye başladı.
Bir takıma takviye neden yapılır diye sorsalar ya oynanan oyunun üstüne puanlar alması ya da alt sıralardan kurtulmak için transferler yapılmasını her kez bilir. Fakat ikinci transfer sezonunun açılmasından sonra kimleri aldık herkesin malumu. İsmail Kartal’ın eski öğrencilerim deyip de ben bu oyuncuları istiyorum demesi takımın iskeletini bozmuş olsa gerek. Güvendiğim dediği oyuncular Rizespor’da altı ay oynamayan Diamonde ve Sivasspor’ da yedekten kurtulamayan Barış Yardımcı’yı transfer etmesidir. Demek ki bu oyunculara hoca çok güveniyor ki gelir gelmez ilk on bir de oyuna başlamaları tesadüf değildir. Yapılan transferlere harcanan paralar ve alınan oyuncuların Konyaspor oyun sistemine uymaması daha Konya’ya ne kadar zarar verebilir ki.
Hoca ne yapmak istiyor da bu takımın üzerinde o kadar çok oynuyor. Ligin ilk yarısı bitmesine bir hafta kala hala ideal on biri bulamaması ve takımın üzerinde ameliyat gerçekleştirmesi hocanın sonunu hazırlamaya doğru gitmekte.
Artık sezonun son maçı olan kendi evimizde oynayacağımız bir Antalya maçı var. Bu maçta da istenileni veremezse bu takım sonu ne olur her kesin malumu. Umarım bu maç kırılma maçı olurda yukarılara doğru kendimizi atarız. Aşağıdaki takımların maçlarını kazanmaları bir anda Konyaspor’un alt tarafa doğru daha da yaklaştığını takımı yönetenlerin bir an önce fark etmesi gerekir.
Buradan daha çok yazacak şeylerin olduğunu biliyoruz fakat her şeyi içimize atıp takımı desteklememiz lazım. Yoksa aynı diğer takımlar gibi bu liglerde kaybolur gideriz.