İskender’i Dyojen olmaktan alıkoyan neydi? Peki ya Dyojen’i Dyojen yapan?
Geleneksel öğretilerde kader, kutsal ve karşı konulamaz bir kavramdır. Nerede ve kim olarak dünyaya geleceğimiz ve yine nerede ve kim olarak dünyadan ayrılacağımız zamanın şahitliğine çoktan sunulmuştur. Bazı görüşlerce mutlak ve değişmez olarak kabul edilir.
Seçimler!
Kaderimizi kendimiz yazabilir miyiz?
İnsan iradesi seçimler yapar ve kendi yolunu belirler. Milyonlarca yoldan sadece birini seçer ve milyonlarca yola açılan başka bir kapıdan geçeriz. Hayatın çıkmaz sokağı ölümdür ancak.
İki kelime yan yana gelerek bir ipucu veriyor aslında sanki: destiny (kader) ve destination (hedef). Bu kelimeler arasındaki fonetik benzerliğin tesadüf olmadığı konusunda hem fikir olduğumuzu kabul ediyorum.
İnsanın kendisine belirlediği amaç ve amacına giden yol kaderinin ta kendisidir aslında.
“Biz her insanının kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” (İsra suresi-3. ayet)
İskender sadece yapacağı fetihleri düşündüğü için Dyojen olmamayı seçti. Bu da onu İskender yapan şeydi. Dyojen ise zaten yolunu çizmişti.