Bir adamın oğlu varmış, ne yaptıysa bir kesere sap olamaz
Hastalanıp öleceğini anlayınca, oğluna vasiyet eder: Çatıda bir heybe altın var ben öldükten sonra, altınları al, şehre in memleketin eşkıyasını, sorup sual et, heybenin bir gözündeki altınları eşkıyaya teslim et.
Oğul şehre iner sorup sual eder, “Şu dağın tepesinde kelle kesen İbrahim var, bu memleketin en büyük eşkıyası o” derler.
Kar kış demez dağa çıkar, eşkıyanın adamları önüne geçer kimi aradığını sorar.
Oğlan da, “İbrahim ağayı göreceğim” der.
Adamlar eşkıyanın huzuruna çıkarırlar.
Eşkıya İbrahim, “Oğlum derdin ne?” diye sorar.
Oğlan, “Elçiye zeval olmaz, babamın vasiyeti bu altınları eşkıyaya vereceksin dedi, ben de sordum soruşturdum seni söylediler emanetini al” der.
Eşkıya bağırır, kızar oğlana.
“Bu memleketin en büyük eşkıyası kim sen bilir misin? Bu şehrin kadısıdır” der.
Oğlan, “Efendim kadıdan eşkıyamı olur?” deyince eşkıya, “Ben ne dersem o kelleni alırım çabuk git” diye bağırır.
Oğlan hemen şehre iner, kadının kapısını çalar, kadı içeriye alır, “Buyur evlat” der.
Oğlan babasının vasiyetini anlatır, başından geçenleri anlatır ve “kelle kesen İbrahim bana seni söyledi” der.
Kadı gürler, kızar, kelle kesen İbrahim'e veryansın eder.
Oğlan kadıya, “Babamın vasiyetini yerine getirmem lazım” der.
Kadının önündeki kara kapaklı deftere bakarak, “Kara kapaklı defterine bak da beni bu dertten kurtar” diye yalvarır.
Kadı acır ve pencerenin önüne çağırarak şöyle söyler: “Şu karşıdaki tarla benim tarlanın üstündeki karı sana sattım, aldın mı?”
“Aldım” der oğlan, emaneti kadıya verir. Otele gelir, karnını doyurur yatır.
Gece yarısı kadının adamları gelir kapısını çalarlar, “Seni kadı efendi çağırıyor” derler.
Şaşırır, apar topar kadının huzuruna çıkar.
Kadı sorar: Oğlum bu tarla kimin?
Cevap verir: Senin kadı efendi.
Kadı sorar: Kar kimin?
Cevap verir: O da benim kadı efendi.
Kadı şöyle der: Benim tarlanın üstünde senin karın ne işi var? Sana yirmi dört saat müsaade ya karı kaldır, ya da kirasını ver.
Oğlan heybenin bir gözündeki altınları da verir ve kirasını öder.
Kapıdan dışarı çıkar elini açar: Eeeyyy kelle kesen İbrahim sen eşkıya değil ‘evliya’ymışsın.
Oğlan dersini alır, insanları tanır, hayata tutunmaya başlar.
“İnsanların en fenası birine ayrı diğerine ayrı görünen ikiyüzlü insanlardır.” Hz Muhammed (SAV)