Evlilikler güzel ama ayrılıklar, insanı korkutacak oranlara ulaştı günümüzde. Kadın ifadesi evli çiftlere enteresan, gizemli ve çekici geliyor. Herkesin kadın tarifi faklıdır ama Can Yücel’in ki özetle şöyle;
Kadın dediğin, aklını başından alacak ama aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küfretmeyecek, Kadın dediğin ayıp nedir bilecek. Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. İki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak.
Kadın dediğin güzel olacak, zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek, başka sevgili edinmeyecek.
Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak. En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa.
Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de. Kadın, kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak. Hem sevgilin, arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla.
Öyle bir kadın işte, nerede öyle kadın yoktur deme. Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!
Kadına modern bakışta yukarıda ki ve iyi de tarif edilmiş kadın. Bakalım keşişin kadına bakışı nasılmış.
İki keşiş yolda giderlerken, bir su birikintisinden karşıya geçmek için bekleyen genç bir kadını görürler. Keşişlerden biri, genç kadını kucaklar ve suyun öteki tarafına geçirir. Diğer keşiş arkadaşının bu davranışını başka bir biçimde yorumlar ve hiç de hoş karşılamaz. Yaklaşık bir kilometre sonra kendini daha fazla tutamaz ve arkadaşına bu davranışının yanlış olduğunu anlatmak ister:
"Böyle bir şeyi nasıl yapabildin, biz keşişiz, bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmek, onlara bakmamız bile yasaktır” der.
Öteki keşiş, arkadaşına şöyle cevap verir:
"Ben o genç kadını bir kilometre geride bıraktım, sen ise onu hala taşıyorsun" diye cevap verir.
İşte böyle kadına bakış, zordur kadını taşımak ama kadın olmak da zordur. Öyle de iyi bir erkek olmak kolay mı? Tüm yükü kadına yüklemeyelim. Kültürümüzde hepsinin yeri var. Ne güzel ifade etmiş Şems Kadını. “Kadın; bilmeyene nefs, bilene nefestir”.
Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.