Hafta sonundan bugüne o kadar çok yazılacak konu birikti ki. Bunları bir hafta boyunca yazsak ancak eritebiliriz. Ama kısa kısa başlıklar hatta fotoğraflarla konuları bütünleştirerek çok şükür yazmaya devam ediyoruz.
ADALET PARKINDAKİ TRAMVAY HATTI İSTASYONU
Allah razı olsun okurumuz Musa D…. Bey önce şu fotoğrafı gönderiyor ve soruyordu
FOTO 1
“Merhaba Uğur Bey, ekte resimde görülen yer Karatay ilçesinde Adalet Parkı’nın 3’te 1’i kırpılarak yapılan adliye tramvay hattı istasyonu. Burası yaklaşık 2 senedir bu şekilde atıl durmaktadır. Buranın durumunun ne olacağı ile ilgili bir yazı yazabilir misiniz? Kolay gelsin.”
……………….
Ah Musa abicim ahhh. Ne yazalım ne diyelim.
Bence dua edelim iki yıl daha beklemeyelim.
TEİAŞ BUNU YAPARSA
Cuma günü daha ikindi saatleri olmamıştı. Yayın Grubumuzun bulunduğu iş merkezinin yanında bulunan TEİAŞ tarafından müthiş bir ses geldi. Mahalle sakinleri ve esnaflar gibi hepimiz sesin geldiği noktaya koştuk. Kurumun ikinci katındaki cam komple aşağıya inmişti.
Çok büyük bir şans eseri bu cam komple aşağıdan geçen bir kişinin başına inmemişti. İnse Allah sizi inandırsın zor yaşardı.
Ve yine büyük şans eseri iki aracın ortasına camlar parçalanmıştı.
Biri lüks ve son model, iki araçta da en ufak bir hasar yoktu.
Buraya kadar her şey normal ve de tam şükredilecek bir konu.
Gelelim bundan sonrasına.
Aradan saatler geçiyor kurumun en yetkilisinden olaya şahitlik yapan bir tek Allah’ın kulu ne aşağıdaki esnaflara ne de orada bulunan iki aracın sahibine “geçmiş olsun bir şey var mı?” deme tenezzülünde bile bulunmuyorlar.
Araçlar park yerinden çıkacak. Ama ne mümkün o cam kırıklarının üzerinden çıkılmaz ki.
Yine bu güzide kurumumuzun en yetkilisinden temizlik ile görevli en alt birimdeki insanına kadar hiç kimse “Yahu bu görünmez kaza ile biz direkten döndük. Hadi insanlara geçmiş olsun bile demedik. Ama buradan geçen yayalara park yerinden çıkacak araçların tekerlerine zarar vermemek için temizleyelim” bile dememek için direniyorlardı.
Olaydan iki üç saat sonra araç sahipleri oradaki dükkan sahiplerinden süpürge fırça istiyorlar araçlarının çıkabileceği şeklinde süpürüp oradan çıkıyorlardı.
………………..
Gıcık adamım ya cumartesi öğle saatlerinde yine aynı yere bakmaya gittim. Kurum yetkilileri ya da görevlileri bu konuda ne yapmışlardı.
Yapılan şuydu…
Camların bir kısmını temizlemişler kalanlarını da kendi alanlarından yandaki iş merkezinin oto parkına süpürüvermişlerdi.
…………….
Hani biz temizlik konusunda zaman zaman ferdi olarak insanlarımıza kızıp sinirleniyoruz ya demek ki kurumlarımızda sözüm meclisten dışarı olaya aynı gözlü bakmaya devam ediyorlardı.
MUSA ARAT MEKTUBU VE AK PARTİ
Geçtiğimiz hafta perşembe mi, cuma mı tüm basın kuruluşlarına bir imzasız mektup gönderilmiş. Bize de bundan tam 4 adet geldi.
Başta AK Parti İl Başkanı Musa Arat olmak üzere parti yönetiminde para pul işlerinden kadın kız işlerine kadar birçok iddia vardı.
Şahsen ben hiç kaale almadım. Patronumuza da arkadaşlarımıza da şunu söyledim.
Burada elle tutulur gözle görülür bir şey yok. Yazılanlar zaten aylardır sadece Konya’nın değil Genel Merkezin de bile bildiği, iddia olarak gittiği şeyler. Koskoca AK Parti Genel Merkezi bu işleri bildiği halde doğru ya da yanlış bir şey yapmıyor ise bizim Donkişotluğumuz yeter artık. Hem memleketin bu kadar hakim savcısı polisi var. Bu mektuplar niye onlara yazılmıyor da kolayından basına geliyor?”…
Bu iddiaların bazıları ile tam bir yıl önce Sayın Musa Arat’a bize gelen iddiaları bire bir sormuştum. Hem de partinin il binasında. Hem de Sayın Başkanın odasında.
Bizim sorduğumuz bugünde o mektupta dillendirilen bazı konuların hepsi yasaldı(!)
Bunun üzerine aylarca bu iddialarda bulunanlara biz de duyumların yasal olduğunu söyleyip söylemimizin arkasında durduğumuz zaman bazıları “peki etik mi?” diye bu iddialarını güçlendirmeye çalışıyorlardı.
İşte tam bu noktada tekrar söyledik ve söylüyoruz etikmiş, değilmiş bu sorunun muhatabı biz basın mensupları mıdır?
………..
Mektupların arkasından ikinci can sıkıcı konu.
Mektuplar PTT tarafından tek tek adreslere teslim ediliyor, aynı gün ikindinden sonra bir görevli dolaşıp dağıttığı mektupları geri istiyor. Yahu bu neyin kafasıdır? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur?
………..
Kısa bir AK Parti değerlendirmesi daha yapıp bugünü noktalayalım.
Son EVET-HAYIR durumundan sonra bazı akıllı oturaklı parti yöneticileri gerçekten yürekten tedirginler. (Şehrimizden söz ediyoruz) Onlar da Sayın Cumhurbaşkanımız gibi metal yoğunluğuna inanıyorlar. (Ben inanmıyorum) Ama herkes şunda hem fikir ki bu millet ile oyun oynanmaz. Bu millet yeri geldiği zaman aklını fikrini zikrini çok net ortaya koyar.
İşte buna inanan partinin kuruluşunda parası ile pulu ile ismi ve cismi ile gövdesini koyan bir abimizle cumartesi günü öğleden sonra Musa Arat mektubundan başlayarak şehrimizi, ülkemizi, coğrafyamızı dünyayı parasından geleceğine masaya yatırdık konuşuyoruz.
Abimiz Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi ise bize o nu söylüyor ve iddia ediyor.
Ve bir ara diyordu ki “Uğur abi bak oy veren kadınlar olmasın parti bitti”….
Ben artık bu cümle üzerine yorum yapmadım ve sustum.
İki gündür de samimi içten sohbetin bu cümlesindeyim.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kahvelerim pişti gel / Köpükleri taştı gel / İyi günün dostu / Kötü günüm geçti gel...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gurbetçi vatandaşlarımız kaldıkları ülkede yapamadıkları trafik ihlallerini şehrimizde yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.