Efendim, ülkemde inanan-inanmayan, solcu-sağcı, milliyetçi-ulusal, dindar-seküler hiç kimsenin istemediği eylemler, sonrasında insan ölümüyle sonuçlanan olaylar vuku buluyor.
Buluyor da, sonrasında tam üst akıl veya akılların istediği veya senaryoyu yazanların arzu ettiği gibi yangına körükle giden gruplar da görülüyor.
İşin kötüsü de; olanı, bunun nedenini, hedeflerini göremeyecek kadar her kesimden ahmak insanların olması da benim aklımı alıyor.
Efendiler;
İnsan ölüyor insan, canlar yanıyor bak can.
Kahpece davranamazsın, sizden olmasa da kan.
Ne oluyor şimdi kronolojik sırayla bakalım.
Ankara’daki bombalı saldırıdan önce (her kim attı ise), saldırı haberini veren notlar atılıyor,
Yine aynı gün PKK tek taraflı eylemsizlik karar alıyor,
Eylemsizlik kararını açıklarken, her defasında Kürt halkının Türk ordusu tarafından öldürdüğünü ifade eden Demirtaş "halkımıza ve gerilla güçlerine saldırılmadığı müddetçe gerilla güçlerimizin eylemsizlik konumuna çekme kararına varmıştır" diyerek PKK nın sözcülüğünü yapıyor. Kürt halkını devletin öldürdüğü yalan haberini dünyaya duyurmak için her türlü fırsat değerlendiriliyor.
Aynı gün bomba patlıyor, patlama sonrası barış için yürüyen gruplar linç girişiminde bulunuyor ve polis tokatlanıyor,
Bombayı kimin ve hangi grupların ve ne maksatla attığı tespit edilmeden hemen ardından; HDP eş başkanı suçluyu tespit ediyor, yakalıyor, yargılıyor. Ona göre suçlu Devlet ve ayaklanma çağrısı yapıyor,
Başbakan (HDP dışında) iyi niyetle siyasi parti başkanlarını değerlendirme toplantısına çağırıyor,
Bu çağrıyı CHP kabul, ne garip ki MHP reddediyor,
Yine ne gariptir ki, patlamanın mahallinde Samanyolu muhabirinin canlı yayında "Burada halkı provoke etmeye çalışanlar da var, bunu da söylemek gerekiyor" dediği sırada stüdyo tarafından anında yayından alınıyor,
Bu arada Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesi yazarları saldırıyor. Birisi Cumhurbaşkanı için “Nemrud’u devirelim” derken diğeri AKP seçmenini inek olarak görerek Erdoğan’a “defol git” diyor.
Böylece şer güçler bağlantılı olarak halkın temiz, sağlam ve anlamlı dokusunu bozmak için her türlü pis eylem ve kahpeliği kullanarak kendinden olmayan halkı kışkırtmaya çalışıyor.
Savaşı çıkaran Türk askeri değil, Türk askeri gerilla da değil. Katliamla suçlayan için “bu asker senin değil mi, senin askerin arkasına sığındığın gerilla mı” diye sormak gerek.
Kahpeler, işbirlikçiliğiniz ve hedefiniz bir kere daha kendini ele veriyor; hedef 1 Kasım da AKP ve Erdoğan’dır. Kalleşler şunu da asla unutmayınız “İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz” diyor, gerçek millet.