Aşk ilk günahın şiiridir.
O Yüce Şair, sonrasında sözcükleri ve insanı yeryüzüne salar, kendi kalbi haline bırakır. O yüzden kalbin gözüpekliği karşısında aklın zıvanadan çıkışı, kalbe hiçbir hüküm bindirmez. Hatta aklın kendini katletmesi, kalbi öldürmez ve üstüne üstlük aklın idamı, kalbin fermanıdır.
Uzlet bekçiliğidir insanın yeni bir şiir beklentisi ama bekler. Onca çaresizlik, kara zamanların kirli duvarlarında baş izinden başka bir şey değildir. Bu ize mum değsin hislenir insan. Duygulara gem vurmak onları daha da aşağılık bir şahlanışa iter.
Aklı boşverin, hislerin, yani kalbin hükmündedir hayat. Bir gözyaşı damlasından daha anlamlı değildir insanın uçaksavarla toprağı dövmesi. Akıl kendi yokluğuna rıza göstermez bir hergeledir. Kalp ise zaten yokmuş gibidir ve hiçbir hergeleliğe lüzum hissetmez. Herkes aklını göstermek ister ama kalbini kimse açmaz, açamaz: Kalp kapısı olmayan tek coğrafyasıdır insanın. Bir insanın aklını fethedemezsiniz ama kalbini fethedebilirsiniz. Sümsük bir yalnız bile bir aklın değil bir kalbin eseridir.
İnsan aklını yitirdiği için değil kalbinin ritmine ayak uyduramadığı için delirir. Aklın kırmızıçizgileri yoktur ama kalbin kırmızıçizgilerini yok olmuş insan mezarları çizmiştir. Bu kanlı sınırlar bir koruma kalkanı gibi kalktığında aklına ulaştığınız insanın kalbine bir daha asla ulaşamazsınız. Aklın kibri kalbin alçakgönüllülüğü karşısında ezeli rekabettedir.
Kibir hiçbir zaman kazanmaz, kazanan hep alçakgönüllülüktür. Akıl geri adım atmaz ama kalp iki adım bile geriye gidebilir. Aklın kazandığı ve insana kazandırdığı gerçek dışında hiçbir şey değildir, kalp insana gerçeğinde içinde olduğu varlığın gerçeğini hediye eder. Akıl kalbi inkâr ederken, kalp aklın inkârını da tasdik ederek kendi varlığıyla birlikte Rabbin varlığını da kabullenir.
Kalbin aklı vardır ama aklın kalbi yoktur. Aklın yolu bir olduğu için kalbin yolu bu birliğe karşı isyancı bir eylemcidir. Kalbin yolu hiçbir zaman bir olmaz. Yoksa hâlâ aşk denilen o ilk günahın şiirine ulaşmak için tapınaklar kurmazdı insan. Akıllı insanla kalpsiz insan arasındaki fark da işte buradadır. Kalbin onaylamadığı hiçbir şey akli değildir.
Her doğum bir kalbin eseridir ve kanunlar akılla da yazılsa, her hüküm bir kalbin eseridir. Bir insan akıllıyla hayatını idame ettirebilir ama bir insan kalpsizse ölüdür. Bir ölüyle kim yaşamak ister?