Bismillâhirrahmânirrahim.
Kibir; rahatı istemek ve kendini kibirlendiği kişiden üstün görmeye meyletmektir. Kibir haramdır ve kullardan meydana gelen büyük bir rezilliktir. Kalpte mevcut olsun veya olamasın, haklı olsun veya olmasın, sözlü veya fiili bir şekilde kibri açığa vurmak, tekebbür etmektir.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır; “Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.” Ayetten de anlaşılacağı üzere Rab Teâlâ ve Tekaddes hazretleri kibirlenmeyi kullarına yasaklamıştır.
Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır; “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremeyecektir.” (Müslim, İman, 147; Ebû Davud, Libas, 26)
Görüldüğü gibi kibir afetinin yasaklandığı ve kötü bir hastalık olduğu anlaşılmaktadır. Bizim Müslümanlar olarak bu hastalığımıza sebep olan şeyleri tespit edip tedavi için elimizden geleni yapmamız gerekmektedir.
Kısaca sebeplerinden bahsedecek olursak; bunların başında, kişinin ilim sahibi olması ve bu nimet sebebi ile kibir göstermesidir. İbn Ömer’den(R.a) rivayet edilmiştir, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam buyurmuşlardır; “Kim Allah Teâlâ’dan başkası için ilim öğrenirse veya ilimle, Allah Teâlâ’dan başkasına yönelirse, cehennemdeki yerine hazırlansın.”(Tirmizi/el-ilim:2657)
Bir diğer kibir sebebi ise takva sahibi bir Müslümanın yaptığı ibadetler(nafileler) sebebiyle diğer kardeşine karşı kibirlenmesidir. Kişinin aynı şekilde soyu ve nesebi sebebi ile din kardeşinden kendini üstün görmesi de kibirdir. Bu sebepler sadece kibre sebep olan birkaç madde diyebiliriz. Bu maddeler sadece örneklik teşkil etmesi için aldığımız sebepler bir zaman tefekkür ederek daha da genişleteceğimiz bir meseledir kibir.
Yazımın ilk kısmında kibri tanımlamaya, sebep olan nedenleri aktarmaya çalıştım. Şimdi kendimizi değerlendirmeye alalım. Biz de kibir alâmetleri var mı? Kibir alâmetleri nedir?
Kibir bazen sahibine gizli kalabilir. Hatta kişi kibrin kendinde zerresinin dahi olmadığını zanneder. Durum çoğu zaman böyle değildir. Kişinin, insanların kendisine saygı göstererek ayağa kalkmalarını istemesi, bu istediğinden rahatsız olmaması, bilakis bundan memnun olması kibir alâmetlerindendir. Kişinin başka birisi ile eşit görünmemek için yanına, yakınına oturtmaması, o kişiyi karşısına oturtması kibir alâmetlerindendir.
Hasta ve özürlülerle oturup kalkmaktan uzak durmak ve bundan sıkılmak, yine evinde herhangi bir işe el uzatmamak ve iş yapmamak kibir alâmetlerindendir. Kişinin kendi eşyasını evine taşımaması kibir alâmetidir ki “Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam evinin bu gibi işlerinin hepsini yapardı.” Yine bir diğer alâmetlerinden birisi gösterişsiz elbise giymekten vazgeçmemek, fakirin davetine gitmekten kaçınmak, zengin ve şeref sahibi! olanların davetine koşarak gitmektir. Daha yazıya dökmediğimiz birçok alâmette mevcuttur. Çünkü kibir bazen Müslüman kardeşine aşağılayıcı bir eda ile bakmaktır.
Son kısma gelirken bu kalp hastalığının tedavisi sadece ve sadece insanın sonunun ne olacağını bilmediğini idrak etmesi ile mümkündür. Tek güç ve hüküm sahibinin Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri olduğu bilinci ile yaşamasıdır. Burada örneklik olması açısından şu kıssaya yer vererek yazımı bitiriyorum; Rivayet edilir ki bir gün Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri Bağdat'ın eski sokaklarında talebeleri ile birlikte yürürken yolun kenarında sızmış, üstü başı perişan bir sarhoş durdurur ve ona; Ey Abdülkadir Allah Kadir midir değil midir? diye sorar. Şeyh hazretleri de gülümser ve evet Kadirdir der. Sarhoş ikinci kez, Ey Abdülkadir Allah Kadir midir değil midir? diye sorar. Şeyh hazretleri de yine gülümser ve evet Kadirdir der. Sarhoş üçüncü kez sorar: Ey Abdülkadir Allah Kadir midir değil midir? Şeyh hazretleri bu sefer ağlar, secdeye kapanır ve üç sefer: Kadirdir, Kadirdir, Kadirdir der. Sonra talebelerine o sarhoşu götürüp yıkamalarını ve o sarhoşa ikram etmelerini emreder. Bu garip olaya şahit olan talebeler hiç bir şey anlamaz ve Şeyh hazretlerine sarhoşun neyi sorduğunu ve onun verdiği cevapların manasını sorarlar. Şeyh hazretleri şöyle açıklar: Birincide bana, Allah beni affetmeye Kadir midir değil midir dedi, bende Kadirdir dedim. İkincide bana Allah beni senin yerine koymaya Kadir midir dedi, bende evet Kadirdir dedim. Üçüncü de bana, Allah seni benim yerime koymaya Kadir midir dedi, bende korkumdan ağladım ve Kadirdir, Kadirdir, Kadirdir dedim ve secdeye kapanıp Allah'a hidayet nimetini benden almasın ve âfiyetini üzerime daim kılsın diye dua ettim, diyerek hadiseyi açıklar.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri bizleri her türlü kötü huy ve ahlaklardan muhafaza etsin.