Emekliler, kanatsız kuşlara benzetilenler. Ya da onların tabiriyle şimdi bir kuşa benzedin denilenler. Düştüğünde bir daha kalkamayan, yere kapaklanıp çakılanlar.
Doğru dürüst yürüyemeyen, sendeleyen, sağa-sola çeken, dengesini sağlayabilmek için her gün bir avuç hap içenlerin kanadı olsa ne olacak?
Koşma imkanları bile yok…Nasıl olup da yürüyebildikleri konusu dahi tartışmalı…
Asgari ücretliler genç olmasına genç olsalar da onların da kanatları kırık. Tamiri imkânsız. Çıkmadıkları yokuş, koşup gitmedikleri dağ tepe, ova, bayır yok… Yorgunluktan düştükleri yerde yığılıp kalmaları yanlarına kâr kalıyor…
Yahya Kemal insan bu alemde hayal ettiği müddetçe yaşar dese de…Sağ olsaydı da o alem hangi alem, nereye düşüyor, yolu izi neresi diye sorsaydık diyenlere o alem bu alem değil diyenler asgari ücretliler. Yoksulluk ve açlık sınırları denen sınırların altındalar.
Ayakta kalmak istiyorum, ayakta durmak istiyorum diye diye geldiler yılın en son günlerine…
Emeklilerin aksine, her yeni yılın yeni umutlara, yeni başlangıçlara vesile olabileceğini düşünmek istiyorlar. Kanatsız uçulamasa da azimleriyle, cesaretleriyle ve umutlarıyla geldiler yeni bir yılın eşiğine…
*****
Emekliler yılının sona ermesine sayılı günler kaldı. Asgari ücret için yapılan toplantının ikincisi de yapıldı.
Netice…
Çıt yok!
Açıklanan herhangi bir rakam yok
Yalnız deniyor ki…
Sözümüzün arkasındayız, olan bitenin farkındayız…Değil enflasyon, feriştahı gelse sizi ezemez…
Komisyon üyeleri de bu iş üçüncü toplantıda biter diyorlar.
Rahmetli Barış Manço’nun dillerden düşmeyen o güzel “Ekin ektim çöllere” şarkısının nakaratı ne diye başlıyordu…
“Çıt, çıt, çıt, çıt Çedene de…”
Şarkı eğlenceli olsa da emekli ne eğlenecek ne neşelenecek ne gülecek ne de kalkıp oynayacak halde değil…
Emeklinin, dışarıda bir bardak çay içecek yanına bir simit alacak parası yok…Olan paranın kıymeti harbiyesi yok…Aldığı aylık, haftasına kalmadan bitiyor.
Gemisini kurtaramayan Kaptanın durumu neyse, emeklinin durumu ondan farklı değil.
*****
Emekli hiç bu kadar zorlanmadı, asgari ücretli hiç bu kadar çaresiz kalmadı.
Orhan Veli’nin dediği gibi cep delik, cepken delik, garip mi garip, hazin mi hazin bir vaziyet…
2024 mengene misali öyle bir kıskaca aldı ki insanları, nefeslerini kesti, araf misali bir yerde kalakaldılar.
Bunaldılar…Hafakanlar bastı…Gözleri doldu…
İmkansızlıklar yapıştı yakalarına…Deli Bekir’in yakası gibi yırtıldı yakaları…Deli Bekir, sende bizdensin arkadaş dedi sokağın tam ortasında!
Emeklilerin kimini musalla taşında buldu dostları, sevenleri…Kimi iki seksen uzanmış kalmıştı sokağa…Acile kaldırdılar bazılarını…Kimi yoğun bakıma alındı…Kimi entübe edildi…Entübe edilenlerden bir süre sonra, bu dünyaya ve dostlarına elveda haberi geldi…
Ne mi oldu?
Çıt çıkmadı hiç kimseden…Bir emekli ölmüş dediler, bir ay sonra duydular. Ne telefona uzandı elleri, ne de iki satır bir mesaj yazdılar.
*****
2024 gitti gidiyor. Veda turlarına başladı bile…Malum, emekliler yılıydı. Emeklilerin yılıydı.
Emekliler bu yılın kendi yılları olduğunu hiç ama hiç anlamadılar.
Emekli ne alacak?
Emekliye ne verilecek çıt yok…Emekli çıtını çıkarmadan yorgun, kalbi kırık, dışarıya çıkacak, pazara, markete gidecek hali yok bir halde yakasına küsmüş oturuyor.
Borcu harcı çok…Elektriğini suyunu, telefonunu çocukları ödüyor.
Bazen iki portakal, bazen iki elma, bazen iki ayva alıyor…
Biri kendine, diğeri eşine…
Evi kira değilse, enflasyona ezilmediği söylenen o on iki bin beş yüz lira, bittim, bitiyorum, dikkatli ol, dikkatli harca, ayağını yorganına göre uzat, pahalı ne düşündüysen alma, azalt mahcup olma ele güne karşı diye ikaz edip duruyor.
Bu arada tahminler uçmaktan, köşe bucak saklanmaktan yoruldu.
Müjde verecek olanlar henüz piyasa da yoklar. Belli ki, asgari ücretin son toplantısını ve 3 Ocak günü açıklanacak son veriyi bekliyorlar.
*****
Enflasyon emekliler yılında dahi silindirle ezdi geçti emekliyi, yeni yılın ilk günlerinde gözlerinden mi öpecek?
Rakamlar açıklanır açıklanmaz görün bakın neler olacak…
Zaten kollar sıvanmış hazır.
Elde bir tomar etiket ve kalem tetikteler. O günlere kadar boş duracak değiller elbette…
Alıştırma babından ufak-ufak dokunuşlar çoktan başladı…
Enflasyondan çıt yok…Emekliler gününden de…
Asgari ücret kaç lira olur?
Çıt yok…
Ya emeklilerin kök maaşı?
Emekli memurlara seyyanen filan denmişti…
31 Aralık 2024 Salı…
Yılın son gününe kadar uzanır mı bir ümit dalı?
Var mı bir çıt?
Şimdilik çıt çıkmıyor çıt…Bir çıt, iki çıt, çıtçıt… Çıt çıt da çıtçıt…
*****
Bundan yaklaşık dokuz yıl kadar önce, bir emekli kardeşimden dinlemiştim bu fıkrayı.
Okuduktan sonra siz verin kararınızı…
Yılan soğuk bir hayvan...Sürüngenlerin en belalılarından biri...
Emeklilere göre, emeklileri gördüğünde kaçıyormuş!
Yılana sormuşlar...
Hayırdır demişler, sen öyle kuru gürültüye pabuç bırakmazsın...
Öyle tabi de demiş, adamlarda zaten bir şey yok...
Ölüsü de züğürt...Dirisi de züğürt.
Üstüme kalacaklar.
Yarın, yılan hiç utanmadı, hiç sıkılmadı gitti de emeklileri ısırdı derler. Şanımız, şöhretimiz var, bana gelene kadar, emekliyi dünya kadar ısıranın içinde varsın yılan bulunmasın.
En azından, yılan bile bize dokunmadı desinler de emeklilerin duasını alalım.