Geçen hafta oynanan Elazığspor karşılaşmasında beklenen performansı ortaya koyamayan Konyaspor, bu hafta deplasmanda oynadığı Gençlerbirliği karşılaşmasında maçın genelinde vasatın altında kalınca, ilk yarıda elde ettiği 2-0’lık avantajını koruyamadı.
Gekas’ın ani sakatlığı nedeniyle karşılaşmaya Thorvaldsson ile başlayan Mesut hoca, ilk dakikalar itibariyle önce rakibi etkisiz hale getirmeyi planladı. Maçın ilk 40 dakikalık periyodunda her iki takımda bu zihniyette sahada olunca tabir-i caizse yavan bir karşılaşma izledik. Ancak kadrosunda gerçek bir yıldız barındıran temsilcimiz Konyaspor, bunun semeresini ilk yarının son 5 dakikasında görmüş oldu. Önce takımını öne geçiren golü kaydeden profesör Hleb, sonra da yaptığı müthiş slalomun neticesinde soyunma odasına 2 farklı üstünlükle gitmemizi sağladı. Soyunma odası kozunu iyi oynayan Mehmet Özdilek’in öğrencileri, 46. dakikada maça heyecan getirecek golü attı. Bu pozisyonda kalecimiz İtandje, yine bir hava topunu ıskalayarak rakibin umutlanmasına yardımcı oldu. Her geçen dakika baskısını arttırmayı isteyen ev sahibi takım, bu sefer Halis Özkahya’nın hediyesiyle beraberliği yakaladı. Stancu ile skoru 2-2’ye taşıyan Gençlerbirliği artık biraz da kendisinin bir şeyler yapması gerektiğini anlayıp golleri peşi sıra kaçırmaya başladı. Onlar da son 10 dakika fazla risk almayıp 2-2’lik sonuca razı olunca deplasmandan 1 puan alarak şehrimize dönmüş olduk. Rakip sayılabilecek bir takımdan deplasmanda alınan 1 puan tabii ki önemlidir ancak ortaya konan oyun ne yazık ki beni çok memnun etmedi.
Geçen hafta Kayserispor’a 90. dakikada verilen haksız penaltı sonucu mağlup olan Gençlerbirliği, bu hafta karşılaşmanın hakemi Halis Özkahya’nın kıyağı ile 1 puanı kurtarmış oldu. Süper Lig’de ne yazık ki bu işler böyle devam edecek. Maç sonrası kim daha çok ağlayıp, sızlarsa bir sonraki hafta onun dediği oluyor. Önceki haftalarda da belirttiğim gibi bu federasyon herkesin ağzına emzik vermeyi çok seviyor ve genel yapısı da bu şekilde devam edecek gibi görünüyor. Teknik direktörümüz Mesut Bakkal’ın maç sonrası yaptığı röportaja benzer bir şekilde yöneticilerimizin de şikayetlerini belirtmesi lazım. Belki etik olarak çok doğru bir değerlendirme olmayacak ama ağlamayana meme yok bu ligde. Yıldırım Demirören ve ekibi bu terazinin dengesinin bozulmasını istemiyorlar çünkü...