Güvenilen dağlara, güvendiğimiz dağlara, dağlar-dağlar diye sırtımızı yasladığımız dağlara, karlar yağmaya devam ediyor.
Temmuz sıcağında yanmakla, donmak arası bir hal…
Zam denen kar yağışı, kış demeden yaz demeden yağmaya devam ediyor.
Temmuz geldi hoş geldi, zam tepsisi boş gelmedi…
Bir tepsi dolusu zamla karşıladık Temmuz’u…
Sırada hangi zam tepsileri var, bilen yok!
Güvendiğimiz dağlar karlı!
Yaz sıcağında kar mı olur, diyebilirsiniz!
Belli ki, mevsimler değişti…
Belli ki insanlar değişti…
Belli ki sözler değişti…
Pandemiden ağır yaralı çıktık!
Ne ağrılarımız dindi,
Ne yaralarımız iyileşti.
Oysa, Temmuz ayına erişebilenlerimiz ne hayaller kurmuşlardı!
“Karlar mı yağdı, güvendiğin dağlara / Sonunda kaldın ya yalnız başına” diye bir şarkı vardı.
Güvendiğimiz dağlara karlar yağınca, yalnız başına kalan kim olur?
Sen, ben, öteki, beriki…
Yani hepimiz!
Biz aylardan beri yalnız değil miyiz?
Hz. Mevlana, “Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa Gönül alamaz mısın?” demiş yüzyıllar ötesinden.
Yalandan dahi gönlümüzü alan olmamış, elimizden tutan, tut elimi diyen, haliniz nicedir diye soran, birkaç kişi haricinde teselli babından dinleyen dahi olmamış!
Güvendiğimiz dağlar o dağlar olsaydı, bizi zamla karşılamazdı, hem de normalleşmenin ilk gününe erişmeden, diyenleri duyan var mı?
*****
Bir bozlakta ise şöyle seslenmiş şair;
“Kar mı yağdı da güvendiğim dağlara / Sam mı değdi de o sümbüllü bağlara / Diyemiyom da bağlanmışım ağyara / Çiğnetirsin beni tozlu yol gibi”
Şairde gönlün umduğuna küstüğünden dem vurmuş….
Dosta, dost bildiğine,
Dost sandığına,
Dost diye inandığına,
Güvendiğine seslenmiş,
Çiğnetirsin beni tozlu yol gibi derken de, adeta son noktayı koymuş.
Tozlu yolu, bizim nesil iyi bilir,
Ömründe asfalttan başka bir yol görmemiş,
Bilmemiş ne bilsin yolun tozunu…
Ne bilsin o tozlu yolların çilesini,
İnsanları ne hale getirdiğini nasıl anlasın,
Nasıl kavrasın, nasıl hayal etsin?
Temmuz ayında, bu sıcakta, tozlu yol tarafından çiğnenmişlere dönmüşüz, üstümüz başımız, gözümüz kaşımız ve dahi yüzümüz toz toprak içinde…
Kar mı yağdı güvendiğim dağlara diyen diyene…
*****
Temmuz ayını zamla karşıladık. Elektrik yüzde 15 kadar çarptı, doğalgaz yüzde 12 ile kambersiz düğün olmaz, zam varsa bende varım dedi.
Beklentilerimiz dondu kaldı, yaz sıcağında.
Maaş ve ücretler noktasında zam bekleyen milyonlar eyvah dediler, daha bize yapılacak olan zammı duymadan, görmeden, elimize geçmeden, hesabını dahi yapmadan, hepsi uçtu gitti.
Zaten Haziran ayı enflasyonu sıfırda çıksa 6.39 zam var diye bu işlerin yolu, söylemi, gidişatı hazırdı.
Ve tabi bir haber daha…
Yüzde 6.39 rakamının yüzde7’yi geçmesi bekleniyor.
Hoş geldin Temmuz!
Nedir yüzde 7?
Elektrik zammının yarısından az…
Doğalgaza gelen zamdan yüzde beş daha az!
Artar mı biraz?
Çok beklersin diyenlerden geçilmiyor sokaklar…
5 Temmuz’da Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandığında, seyreyleyin siz gümbürtüyü…
Fırsatçılar, hemen etiketlere dokunuşlar yapacaklar küsuratlı tarafından…ele geçmeden buhar olan, eriyen giden bir zamma dahi şahit olacağız.
Güvendiğimiz dağlar, neden o dokunuşları bizim maaş ve ücretlere yapmaz diye soracak ve yine sorduğumuzla kalacağız!
*****
Haziran ayı Enflasyon rakamları açıklamalarından sonra, yüzde 7’nin biraz üstünde olacağı tahmin edilirken, şu kadar olabilir, bu kadar olabilir diye bölük, pörçük , yedi nokta bilmem kaç diye noktadan sonra yazılan küsuratlı rakamlar üzerine tahmin yarışı yapan yapana…
Ve tabi ki, müjdeciler, sırada…
Memura müjde, emekliye müjde…
Bunun nesi müjde?
Neresi müjde?
Hiç sevineni, şapkasını göğe atanı gördünüz mü?
Yada duydunuz mu?
Madem sevinemiyoruz!
Müjde verenler ya müjde neye denir unuttular, yada onların verdiği müjde garip bir müjde…
Çünkü sevinen yok…
Pek güzel oldu, yakıştı diyen yok!
Zaten, bizde böyle bir müjde bekliyorduk diyen hiç yok!
Bu kesimler en büyük müjdeyi, elektrik ve doğalgazla aldılar zaten!
Ne çektiysem senden çektim, doğalgaz faturası, elektrik faturası, kurtulamadım bir türlü elinizden diyen insanımız daha ne desin, ne söylesin?
Hoş geldiniz, safalar getirdiniz sırada daha hangi zamlar var falan mı?
*****
Rakamlar açıklandığında yine ne denilecek?
Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik!
Temmuz ayına çıkana kadar, Pandemiden, enflasyondan, ekonomiden, fiyatlardan, parasızlıktan, işsizlikten, faturalardan, varyantlardan bunaldık, dağıldık, kendimizi Temmuz’a zor attık!
Bundan sonra enflasyon bizi ezse ne, ezmese ne? Dünyada cankurtaran kıtlığına kıran girmedi ya…
Ümitle beklediğimiz Temmuz ayına böyle başlamışsak, 2021 yılının ikinci altı ayı nasıl olur, nasıl geçer, nasıl ayakta durulur, nasıl bu zamların karşısında mücadele edilir bilen var mı?
Yok!
Madem ki yok!
Ne diyelim? Sözü Şems-i Tebrizi’ye bırakalım ;
“Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında, en güzel çare, dağ ile karı baş başa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.”