Konya Alaeddin tepesinden Konya Hastanesine dönen sokağın solunda ve S.Ü.Rektörlüğünün karşısında büyük bir ihtişamla ayakta dimdik durmaktadır. Ana kapının önünden hiç farkında varmadan geçen binlerce araç hızla geçip gitmektedirler ama içinde yatan Emir Celaleddin Karatay’a kısa süre için da olsa bir selam vermeden veya dua etmeden hızla önünden gitmektedirler. Karatay, Selçuk Sultanlığının en parlak yıldızı olup vefat etmiş, Sühreverdi tarikatının en parlak yıldızdır. Kendisi Sultan Keykubad’ın silahşoru ve koruyucusu olup vefatından sonra 30 yıla yakın evlatlarına atabeylik yapmış, Allah adamıdır. Tarihçiler onun için şöyle derler: “
“Vasıfları bakımından bir efendinin niteliklerine ve adaletine sahipti. Yüce Rabb’in Kuran’da dediği gibi ‘Ne iyi kuldu, daima Allah’a yönelirdi’ sözüne uymuştu. Eflatun’un ruh Düşüncesine hâkim olan manevi sırlarını bilen güç ona inmişti (nüzuletmişti) (s.593-594)”. Karatay’ın cömertliği, iyi ahlakı ve İlahi kudretin odaklandığı merkezi olması dolayısıyla varlığı Sultanın sayısız lütuflarına hedef olmuştu. Geceleri namazda, gündüzleri oruç tutarak, et yemekten ve nikâhlı eşinden bile uzak kalır ve çok yemekten ve boş işlerden sakınırdı. Dini konulara dalınca sıradan veya seçkin kişilerle ilgilenmezdi. Rahmet bulutları, ilkbahar mevsimindeki gibi, herkesin üzerine yağardı. Müslüman veya gayrimüslim onun rahmetinden nasibini alırdı. İslam dinine mensup olanlar gibi yumuşak huya sahip olup zayıfa ve güçlüye aynı şekilde davranırdı. Fevkalade hayâ, sonsuz ve engin cömertlik duygusu şerefli zatına hâkim olmuştu. Kendini aldatıcı âlemin nefsanî duygularından arındırmıştı. Çin’den Taraz’a kadar, Yemen, Hicaz ve Suriye’ye kadar devlete bağlı din adamları, ibadetle meşgul olanlar, âlimler, fazilet sahipleri, yetimler ve yoksullara maddi yardım ederdi. Irak ve Rum (Anadolu) diyarında bulunan dürüst dervişlere çok bağışta bulunurdu” İbn-iBibi. Mevlana ve onun dostların uğradığı yer burasıdır. Eflaki’nin ifadesine göre Karatay Medresesi’nin inşaatı bitince Mevlana ve müritleri açılışında bulunmuşlar ve daha sonra da buraya sık sık gelip gitmişler ama burada sema yapmamışlardır. Mevlana, Karatay’a hürmet eder ve saygı gösterirdi. Karatay’ın vefatından sonra bir gün Mevlana ve müritleri medresenin önünden geçerken bir süre orada durakladılar ve sonra Mevlana yanındakilere, “Bizim merhum dostumuz Celaleddin Karatay şöyle sesleniyor: ‘Ben dostların sohbetini özledim. Bir an olsun Mevlana’nın kutlu nefesinden bir şeyler dinlemek isterim’. Bunun üzerine Mevlana yanındakilerle birlikte mezarına gidip bir kaç saat oturdular. Kuran’dan ayetler ve Mesnevi’den beyitler okudular ve Mevlana çok merhamet gösterip türbeden çıkıp gitti (EflakiTr.s.212).
Karatay Medresesi altı asırdan fazla ilim ve irfan yuvası olarak kullanıldığı için müze değildir. İlim müzeye kaldırılamaz!
Portalı Hz. Muhammed’in hadisleri çiçek gibi süslemiştir. Onları okuyup etkilenmemek elinde değil insanın. Birkaç örnek 1-العمال با لنیات Her davranış (amel)niyete bağlıdır: İnsanın dışı ne olursa olsun esası içteki düşünce ve niyetidir. 2-الفرقه عذاب Ayrılık azaptır: Maddi, manevi ayrılık insana ıstırap verir. En çok ta Allah’tan ayrı olmak büyük azaptır. 3- اسلام قبل الکلام Her konuşmadan önce selam vermek gerekir: Konuşmadan önce selam vermek ve hal hatır sormak gerekir. 4-السوال نصف العلم Soru sormak ilmin yarısıdır: yani insan bir konuda soru sormaya başladı mı artık konu hakkında araştırmaya ve incelemeye başlar ve böylece ilim elde eder. Tamamı حُسْنُ السُّؤَالِ نِصْفُ الْعِلْمِ Güzel soru ilmin yarısıdır. 5- الدین شین الدین Borç dinin ayıbıdır (lekesidir). Yani dinin beyaz kumaş gibi tertemiz ise ödenmeyen borç onda bir çirkin leke durur. القرض مقیاص المحبه “Borç sevginin makasıdır yani sevgiyi keser atar” ise Arapça atasözüdür. .