KAŞIKÇI CİNAYETİ ve S. ARABİSTAN    

Ziya Uysal

1983 yılında, S. Arabistan’da çalışıyordum. Arap patronun üniversitede okuyan oğluna özel ders vermek için bazı hocaları mesaiden sonra bizim idare merkezine gelirlerdi. Patron, İngilizce dersi için de bana rica etti. Mesai bitiminde ben de İngilizce dersi verdim. Bu arada derse gelen hocalarla tanıştık. Bana tepeden bakıyor, soğuk davranıyorlardı. Ama yine de dersler bitince biraz sohbet ediyorduk. Hepsi Suudi Arabistanlı’ydı. Zamanla anladım ki, okullarında okutulan kitaplar, Osmanlı’ya ve Türklere karşı öğrencileri düşman edebilecek bölümler içeriyordu. Herhalde o mesafeli ve soğuk tavırları bu yüzdendi. Osmanlı’yı ve dolayısıyla Türkleri, topraklarına göz diken, istilacı bir devlet olarak öğrenmişlerdi. Gerçeği anlatmak için çok çabaladım ama tam anlayamadılar. Çünkü kafaları buna şartlanmıştı.

Ülkede Suudi ırkçılığı çok yaygın ve aşırıydı. Diğer Araplara da tepeden bakıyorlardı. Yüz ölçümü yaklaşık bizimkinin üç katı. Çok da zenginler ama hiç Suriyeli göçmen almamışlar. Kırsaldaki halkın çoğu aşırı fakir ve ilkel bir hayat yaşıyor. Erkeklerin çoğunun 3-4 hanımı var.  Üniversiteli kızlar, “Diğer Müslüman ülkelerin erkekleriyle de evlenme hürriyeti istiyoruz” yazılı bir pankart asmışlardı. Belli ki, baskıyla 3-4. eş olmak zorunda kalmayı istemiyorlardı. Pankart derhal indirildi tabii.

Osman Nuri Bey, birlikte çalıştığımız, İstanbullu, çok yakışıklı, genç bir Gemi Mühendisiydi. İstanbul’dayken bir Suudi kızla nişanlanmış. Kızın ailesi S. Arabistan’a dönünce o da bizim şirkette işe girip, peşinden gelmişti. Yüz yüze yasaktı ama telefonla sürekli görüşürler, hasret giderirlerdi. Kız, bir Suudi prensin kızıydı. Sırf Osman Türk olduğu için evlenmelerine engel oldular. Kızın ailesi de çaresiz kaldı. İki gencin aşkı, tam bir trajediyle sonuçlanmıştı. Kim bilir,  belki o kız da diğer birçok kız gibi baskı yoluyla, yaşlı bir Suudi’nin 3-4. karısı yapılmıştır.       

Bilindiği gibi Suudi Arabistan Osmanlı yönetiminden sonra İngiltere’nin yönetimine girmişti. Okul kitaplarındaki o düşmanca yazılar da muhtemelen o dönemde İngilizlerin ektiği, daha sonra dünyanın süper gücü olarak dümene geçen ABD’nin de sürekli suladığı düşmanlık tohumlarıdır. Bugün YPG ve PYD ye destek veriyor olmaları da bu tohumların ürünüdür.  

Kaşıkçı cinayeti için ülkemizi seçmiş olmaları, suçu bize yüklemek ve ülkemizi uluslararası alanda yıpratmak içindir. Bunun temelinde de okullarında edindikleri o kin ve nefret vardır.  Bu vahşi cinayeti sözde kınayan batılılar da S. Arabistan’ın şehir meydanlarında her Cuma günü, halka açık bir şekilde kafa kesildiğini ve ceza evlerinin ürkütücü durumunu bal gibi biliyorlar. Ama kıllarını bile kımıldatmıyorlar. Çünkü bu ilkel yönetim şekli onların Müslüman ülkeler için istediği bir düzendir. S. Arabistan, hac ve umre turizmiyle petrolden gelen onca zenginliğine rağmen, bu yönetim şekliyle ileri dünyanın adeta bin yıl gerisinde kalmıştır.

Devletlerarasında uzun süren düşmanlıkların iki tarafa da bir faydası olmadığı açıktır. Yakın tarihte olanları hep biliyoruz. Her şeye rağmen geçmiş, geçmişte kaldı. Bizler yeni nesiller olarak geleceğe bakmalıyız. Bunun için bütün ülke halklarının masum sayılması da yeterli bir sebeptir. Onlar bizim Din kardeşimizdir. Bize ebedi düşman edilmelerine engel olmalıyız.

ANAP döneminde, okul kitaplarındaki düşmanca yazıları karşılıklı olarak Yunanistan’la sildik. Böyle bir anlaşmayı S. Arabistan’la da yapmalıyız. Bunu anlayacak ileri devlet tecrübesi henüz onlarda olmadığı için bu iş bize düşüyor. Bizim okul kitaplarında düşmanca yazılara ben hiç rastlamadım. Onların kitaplarında da o düşmanca yazılar hala duruyor mu bilmiyorum. Ama aramızdaki soğukluk, Kaşıkçı cinayeti, PYD/YPG’ye yardım etmeleri gibi düşmanca davranışlar, bu tür yazıların okul kitaplarında hala duruyor olduğunu gösteriyor. Bizde de varsa, karşılıklı olarak bu yazıların yerine dostça, kardeşçe yazılar yazılmalıdır. Her iki tarafın da siyasileri, bunu yapmakla tarihi bir başarıya imza atmış olacaktır. Yoksa o düşmanca yazılar devam ettiği sürece bize karşı olan bu gizli- açık düşmanlıkları da, dostu- düşmanı ayırt etmelerini dahi engelleyen o ilkellikleri de sürüp gidecektir. Allah’a emanet olunuz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.