Hayat akıp giderken bir tebessüm doldururuz heybemize bir hüzün olduğu kadar. Tesadüflerden daha çok tevafukları sevendir hayat. Masal gibi gelen anlardan anı bırakır defterinize. Ve beklersiniz usulca sevmek neydi ki diye düşünmeye başlarken. Sevmek bir mesajdır kimine göre saatlerce yolculukta uyurken bir anda uyanıp gelen mesajlara tebessüm etmektir. Sevmek yemektir, bazen yolculukta doyumsuzca eğlene eğlene yemektir yanındaki yoldaşlarla beraber. Sevmek kendine güvenmektir.
Belki de bir çocuk edasıyla sevebilmektir. Sevmenin en güzel tarifidir çocuk edasıyla sevebilmek. Yüreğin en masum en sıcak en has haliyle verdiği mesajdır çocuk edasıyla sevmek.
Şimdi yüreklerde az kalan dozunu bile zor bulduğumuz bir ilaç gibi aramaya muhtaç kaldığımız bu sevgiyi bulamıyoruz.
Bulamadığımız bu sevginin açlığı ile imtihan oluyoruz. Hâlbuki bir nefesi kadar yakınımızda olan çocuk gibi sevebilmek duygusunu ekran yansıması ile göremiyoruz.
Peki ya siz ekran yansımasının sevgiye engel olduğunu düşünüyor musunuz?