Kazanan “Millî Birlik” olsun

Mustafa Balkan

Eski Başbakan ve Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, Büyük Konya Mitingi’nde, aslında güzel bir konuşma yaptı.

Davutoğlu, birlik ve beraberlik mesajları vermişti.

“17 Nisan sabahı, Sayın Cumhurbaşkanım! Değerli kardeşlerim, birliğimizi beraberliğimizi tekrar tahkim etme günüdür. Bu milleti bölmek isteyenlere karşı, 16 Nisan günü kim ne oy vermiş olursa olsun, 17 Nisan sabahı Türkiye’nin her köşesinde Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, Hakkârilisiyle, Edirnelisiyle, Artvinlisiyle, Muğlalısıyla, Konyalısıyla, Ankaralısıyla hep beraber o gün uyandığımızda birbirimize selam verelim. Her bir komşu bir diğerine selam versin. Tebessüm etsin. Türkiye’nin geleceği parlak olacak desin.”

 

***

Manevî dinamiklerimizden Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Hocaefendi, esnaf dükkânlarının önünden geçtiği vakit yedisinden 70’ine varıncaya kadar önüne gelen herkese “Selâmün Aleyküm” diyerek selam verir ve yürümesine devam ederdi.

Günümüz Konyası’nda ne yazık ki bu güzel gelenek de kaybolmak üzere.

Aslında kıyâmete kadar yaşatılması ve yaygınlaştırılması gereken selâm verme ve alma geleneği, bir Müslümanın diğer kardeşine güven telkin eden, herhangi bir zararı dokunmayacağına ve selamette olması gerektiğine dair güzel bir söz. Kaldı ki selâm, aile içinde ve diğer bir odadan bir başka odaya geçince bile devamla söylenmesi gereken bir ibadet aslında.

 

***

17 Nisan sabahı; sandıktan ister “evet” çıksın, ister “hayır” her halükârda Hz. Mevlâna’nın deyişiyle “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lâzım.” demek gerekiyor.

Eski şeyleri papağan gibi tekrarlamak yerine gerçekten ülkemiz adına, insanımız adına, dünya adına ve dünya insanlığı adına yeni şeyler söylemek, hercümerç olmuş Orta Doğu coğrafyasında kanayan yaraları dindirmek adına, büyük göçleri önlemek adına, Avrupa’da Müslümanlara yönelik zulümleri durdurmak adına, huzur, barış ve adalet adına yeni şeyler söylemek, yeni çareler bulmak gerekir.

OKUNACAK İKİ KİTAP

Cenab-ı Hak okunması için iki kitap yaratmış.

Bunlardan biri kâinat kitabı ki, insanoğlu ilim ve keşifleri o kitabı okuyarak buluyor. Hikmet olarak sarılmamız gereken diğer kitap ise Kur’an-ı Kerim’dir.

İnsan “kâinatın özü” olduğuna göre, her şey insana göre, insan için, insan tarafından olması gerekiyor.

Şu dünyada öyle hastalıklar zuhur ediyor ki…

Gazetelerin birinde okumuştum.

Şehrimizin bir ilçesinde yaşayan başörtülü bir genç kız, geride “Bugün moralim çok bozuk. Uçmak istiyorum!” notu bırakarak intihar etmişti.

İntihar, Yüce Mevlâ’nın hiç tasvip etmediği bir hastalık türü. O genç kızımız, “uçmak istiyorum” dediğine göre, demek ki uyuşturucu madde müptelası olmuş. Bu şehirde bu ve buna benzer kötü alışkanlıklara yakalanmış o kadar çok genç var ki…

Geçenlerde bir gazeteci-yazar, “Pet şişelerdeki bir su 4 saat güneşin altında kalmışsa hastadır” demişti. O zaman güneşin altında saatlerce kalan o suları içen insan/insanların o suları içtikleri vakit sağlıkları bozulmaz mı? Hiç hasta olmazlar mı?..

“Can boğazdan gelir” adlı eserin yazarı, çok önemli bir şey daha söylemişti:

“Sigaradan ve şekerden daha zararlı undur. Çünkü buğdayı bozdular.”

Üç beyaz tehlikeden birisi de UN.

Benden tavsiye; “tam buğday” ekmeği yemeyin.

Hz. Pîr, “Hastalıklar ve dertler size isabet ettiği zaman onları iyi karşılayın. Çünkü onlar öbür taraftan gelen elçilerdir” diye boşuna söylemiyor.

O halde hasta olmak istemiyorsak rahmanî yaşayacağız, insanî yaşayacağız ve mutlu yaşayacağız. Herhangi bir hastalık isabet ettiği vakit de “bu Allah’tan gelen bir rahmettir” deyip, Hz. Eyyüb misali sabırla birlikte onu hoş tutmasını da bileceğiz.

Mutluluk hormonunun bağırsaklarda üretildiğini biliyor musunuz?

O halde yediklerine ve içtiklerinize dikkat edin.

Günde iki öğün (sabah-akşam) yiyin.

Acıkmadan da bir şey yemeyin.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Her hastalığın şifası elbette vardır.

17 Nisan sabahı no’lur birbirinize selam verin.

17 Nisan sabahın şifası da “Millî Birlik” olsun.

Daha başka ne diyeyim…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.