Bugünkü yazıya bir muhasebe ile başlayalım. Herhangi bir tarafı seçmek zorunda değilsiniz. Bu sadece durum tespiti;
Çözümün parçasıysanız kazanan,
problemin parçasıysanız kaybedensiniz.
Programlıysanız kazanan,
Özrünüz varsa kaybedensiniz.
Senin için bu işi yaparım diyorsanız kazanansınız,
Benim işim değil diyorsanız kaybeden.
Her sorunda çözüm arıyorsan kazanansın,
Her sorunda sorun arıyorsan kaybedensin.
Uzak ama yolu biliyorum diyorsan kazanansın,
Yakın ama yolu bilmiyorum diyorsan kaybedensin.
Taşın yanında yeşili görüyorsan kazanansın,
Yeşilin yanında çakılı görüyorsan kaybedensin.
Zor ama mümkün diyorsan kazanan,
Mümkün lakin çok zor diyorsan kaybedensin.
Konuşmadan işini yapıyorsan kazanansın,
İşini yapmadan konuşuyorsan kaybedensin.
Ağlamadan çalışıyorsan kazanan,
Çalışmadan ağlıyorsan kaybedensin.
Beynini çalıştırıyorsan kazanan,
Çeneni çalıştırıyorsan kaybedensin.
Aklınla yol alıyorsan kazanan,
Başkalarının aklıyla yol alıyorsan kaybedensin.
Dostla yürüyorsan kazanan,
Düşmanla yürüyorsan kaybedensin.
Soru şu;
Kazanan mısınız, kaybeden misiniz?
Anket sorusu gibi. Bu yazılanlara bakarak ne kadar “Kazanan”ım ne kadar “Kaybeden”im diyemezsiniz!
Ya Kazanansınız
Ya Kaybedensiniz.
Arası yok, azı yok, çoğu yok zaten bir ölçüsü de yok.
Sorun insan olmak ya da olamamak.
Burada hepimiz için bir şeyler var.
Yapacak büyük işler, küçük işler var.
Gidilecek uzun yollar, kısa yollar var.
Güneş olamazsak, yıldız olmak var.
Deniz olamazsak, göl olmak var.
İnsan olamazsak…..
O zaman,
Bir şey olmak,
YOK, YOK, YOK….
İşte bu minvalde sorun çok.