Kelime; “bir veya birkaç heceden meydana gelen anlamlı söz, sözcük…”şeklinde tarif edilir sözlükte. Günlük hayatın içinde çok önemsemeyiz kelimeyi/kelimeleri. Kelimeleri birbiri ardına dizip anlamlı cümleler haline getirişimiz sanki kendiliğindendir ve öylece meydana geliverir diye düşünürüz. İş, sosyal ve ev hayatımızda bize yeten kelimeler ölçüsünde konuşuruz. Çok da ihtiyaç duymayız o ünlü “kelime hazinesi” nin küpünü doldurmaya. Dilimiz, kelimelerimiz bize gerektiği ölçüde yeter diye düşünürüz. Hatta işimiz için gerekli “jargon” denen kelimeleri de öğrenerek ve bir de yabancı kelimeleri dilimize katarak, “işimiz”deki iletişimi de çözdüğümüzü sanırız.
Kişinin dimağındaki kelime sayısı kadar, geniş ufuklarla düşünebildiğini, sorgulayabildiğini, hayal ettiğini bilmekten kaçınırız sanki. Böylece yeni kelime öğrenmenin çocuklara özgü bir görev olduğunu düşünerek, günlük koşturmacalarımız içinde ruha iyi gelecek bir edebiyat klasiği okumak yerine, yine kelime dağarcığı fazlasıyla az olan, ekrandaki programları tercih etme yolunu seçeriz.
Bir dilde fazlasıyla kelime öğrenmenin önemini en iyi yeni dil öğrenenler bilir. Kısıtlı yabancı dili ile yurtdışına çıkan bir kişinin yaşadığı sıkıntılar malumdur. Derdini anlatamama, yanlış anlaşılma, iletişimsizlik ve hemen akabinde kendine güveninin azalması sonucuna bağlı olarak mutsuzluk duygusu. Bu saydığımız durumlar her ne kadar yabancı bir ülkede yaşayan bir gurbetçi için geçerli gibi görünse de, kendi ülkesinde kelime azlığı nedeniyle, kendini yeterince ifade edememek de aynı mutsuz sonla sonuçlanmaktadır genellikle.
Ne kadar kelime bilgisi varsa bir kişinin, konuşması daha dinlenilir hâle gelir. İnsanları etkileme gücü yüksek olur. Okuduğu kaynaklar zenginleşir, çeşitlenir. Doğru kelimeleri doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmak hiçbir maddi değerin satın alamayacağı bir etiket kazandırır. Elbette bu zaman alır. Sadece okulda öğrenilecek bir şey değildir. Doğru kitapları, doğru şekilde okuyarak, doğru programları ve filmleri izleyerek, belki de bolca yazı pratiği yaparak ya da kişiye özgü başkaca deneyimlerle kelimelerin, nerelerde ve nasıl en doğru şekilde kullanılacağı öğrenilebilir.
Ayrıca konuyla çok yakından ilişkili olduğu için, sözlük kullanım alışkanlığı da önem taşımaktadır. Günümüzde kullanımı neredeyse unutulmaya yakın olan sözlükler. Gerek fiziksel olarak kitaplıklarımızda gerekse telefonlarımızda yüklü programlarla her daim kolayca ulaşabileceğimiz sözlüklerle kelimelerin doğru anlamları, eş anlamları ve doğru yazılışlarını öğrenmek ve öğrendiklerimizi günlük hayatımızda kullanabilmek, bizim için oldukça tatmin edici olur.
“Tarih yazıya dökülmüş kelimelerle başlar.” der Ursula K.Le Guin. Medeniyetin geçmişten günümüze devam edebilmesi hafızadan daha çok yazıya dolayısıyla kelimeye dayanmaktadır. Benzer bir söylemde de Cemil Meriç şöyle demiştir:: “ Bir avuç kelime kıtaları birbirinden ayırır, yer sarsıntısı gibi. Uçurumlara köprü atan cümleler de var. “
Kelimelerin dönüştürme gücü vardır. Bu bakımdan kelimeler güçlüdür. Hem yapma hem yıkma eylemi için kullanılabilir kelimeler. Tüm güçlü devlet adamlarının, sanatçıların, iş adamlarının en büyük silahı kelimelerdir. Kelimelerin gücünü bilenlerdir dünyada iz bırakanlar.
Sağlığınız, huzurunuz ve kelime hazineniz daim ve bol olsun