İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle birçok ünlü isim ne hikmetse Fatih Altaylı’ ya konuk olup hasbihal ediyor.
Bu isimlerden biri de sporcu kimliğiyle öne çıkan Ak Parti eski Milletvekili Kenan Sofuoğlu.
Röportajı ilk gördüğümde çok şaşırdım.
Zira, Kenan Sofuoğlu aktif sporculuğu döneminde kaç defa Fatih Altaylı’ ya konuk oldu ki Ak Parti Milletvekilliği sonrası bir araya gelir oldular.
Öyle değil mi?
Siz de benim gibi düşünmüyor musunuz?
Açık konuşmak gerekirse; istediğini alamayan, vermeye çalıştığını veremeyen ve varmak istediği yere ulaşamayan kim varsa karşı mahalleye sıçrayıp buraya doğru taş atmanın derdinde.
Bunu neden mi söylüyorum?
Kenan Bey’in demeçlerine binaen elbette.
Buyurunuz:
‘Ne konuşacağımı bilmiyorum. İşte, esnaflarla ziyaretler yapılacak vs.
Bakın, bu işlerle alakası olmayan bir insandan öyle şeyler istediler ki o dönem de ben ne oluyor dedim.
E tabi etrafımdaki insanlardan talepler başladı. Ya ne oluyor dedim, nereye gidiyor bu hayat anlayamadım!
Derken bayram girdi araya. Ben bayram da sabah namazdan çıkarım annemin evine giderim, bayramlaşırız, kahvaltımızı yaparız.
Bayram sabahı dediler ki; hayır bayram namazını şu camide kılıyorsun, şu ilçelere gidiyorsun ve ziyaret gerçekleştiriyorsun.
Dedim; siz ne diyorsunuz?
Gerçekten dediklerini yaptım, bayram döneminde hayatımda ilk defa ikindi vakti eve geldim!
Yorgunluktan uykuya daldım, uyandım hemen danışmanlarından birini aradım.
Cumhurbaşkanının programı nerede? Neredeyse hemen oraya geleceğim ve konuşacağım. Ben bu işi yapamam dedim.
Beni çıkartın listenizden dedim.
Ben mahvoldum üç haftadır.
Taleplerden, isteklerden, beklentilerden, partinin şuraya git buraya git demesinden.
Ben yarışı bıraktım rahat bir hayat yaşayacağımı düşünmüştüm bu ne abi!
Ben yapamayacağım.
Sakın dedi, sakın öyle bir şey yapamazsın.
Biz dedi sana güvendik, kötü reklam yaparlar, bunu kullanırlar falan.
Nitekim seçime kaldı bir hafta Sayın Cumhurbaşkanı Sakarya’ya geldi, ben dedim ki; bu seferde konuşma yapayım milletvekilleri aşağıda ben hemen çıktım oraya.
Araştırdım bir de. Beni listeden alırsa ne olacağını bile araştırdım.
Ali İhsan Yavuz’a sordum.
Abi beni listeden alsanız ne olur dedim?
Bir şey olmaz dedi. Bir yerden yukarı çıkar dedi.
Tamam abi o zaman dedim. Ben seçimden önce listeden çıkacağım.
Ondan sonra beklerken Berat Ağabey geldi, oradaydı. Nasıl gidiyor Kenan alıştın mı dedi.
Hiç alışamadım abi dedim. Ben şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızı bekliyorum gelsin söyleyeceğim dedim.
Beni listenizden alın diyeceğim dedim.
Ben yapamam abi bu işi dedim.
Sakın dedi onu üzme dedi. Bak ne kadar yorgun görüyorsun değil mi dedi.
Her gün bir yeri geziyor, seçim hazırlıkları için koşturuyor dedi. Sana güvenmiş, sana bir şey emanet ediyor yapma bunu ona dedi.
Öyle deyince yine kilitlendim.
Abi orada anladım ki ok yaydan çıkmış.
İndim diğer milletvekillerinin arasına katıldım.
Anladım ki mecburum ben. Milletvekili olacağım anlaşıldı.
Derken Ankara serüvenleri, Ankara’ya git-gel durumları.
Yapamayacağımı ben daha olmadan anladım.’
Evet dostlar, Kenan Bey’in ifadeleri aynen bu şekilde.
Haklı ya da değil, öyle ya da böyle.
Kenan Bey, bulunduğu konum itibariyle neyin nereye gidip, nereden nasıl döneceğini bilmeyen bir insan değil.
Yoldan birini çevirip sorsanız Milletvekilliğinin ne denli meşakkatli bir daire olduğunu bir çırpıda söyler.
Buna rağmen deneme yanılma yoluyla yola revan olup çıktısını ele almak istemiş ise söylenecek pek de söz yok gibi.
Hayatta her şey tecrübe.
Kenan Bey yoluna, liyakat ve ehliyet sahibi insanlar sorumluluk almaya…
Son çağrı!
Selâmetle…