Milyarlarca insanın olduğu bu dünyada senin için en değerli kim? Sahi hiç düşündü mü, o kadar insanın içinde en değerli olanı, değer verilmesi gerekeni ve mutlu edilmesi gerekeni? Şimdi aklına kimler gelecek kimler. Belki annem diyeceksin, belki babam, belki de severek evlendiğin eşin. Belki de karar veremeyeceksin “kimi söyleyeyim, hepsi” diyeceksin.
İşte bu yüzdendir mutlu olamamamız ve bu yüzdendir mutlu edemememiz. Hep önceliği başkalarına veririz. Asla önceliğin kendinde olduğunu düşünmez insanoğlu. Kendini önemsizleştirip koruma altına da almaz. Başkalarının kendisini kırmasına da aldırış etmez. Değer verdikçe verir, verdikçe verir. Değer mi, değmez mi, hiç düşünmeden.
Önceliği karşındakine verdiğinden, kırmadın kırıldın, üzmedin üzüldün, ne kadar olumsuzluk varsa sahiplendin, ne kadar olumluluk varsa başkalarına sundun.
Önceliği kendine tanımadığın için başkalarına değer verdin ama değer görmediğin insanlarca kırılıp hırpalandığın zaman terk edilince de “neden ben” diye söylenmeye ve kendine acımaya başladın.
Neden sen değil peki?
Tabii ki sen olacaksın. Sen kendini sevmedin, kendini değerli görüp önceliği kendine vermedin. Sonra da terk edildin değil mi?
Seni kimse anlamadı değil mi?
Kendine değer vermeden hak etmeyenlere değer verdin, onlar da değer bilmediler değil mi?
Değil mi ki sen kendini anlamamışsın, değil mi ki sen kendine değer vermemişsin, o halde başkaları sana niye değer versin? Sen kendi farkındalığını yaşayıp kendini anlamadın ki, seni bir başkası anlasın.
Sen kendine değer vermezsen, gün gelir hayattan öyle bir tokat yersin ki, nereden geldiğini şaşırırsın. Sonra da hayata küsersin de yine kendine küsmez, kendini değerli kılmazsın. Çünkü sen kendine değer vermediğinden kendini saf dışı bırakmış, hayatın içinde tutmamış, oyunun dışına çıkmış, taca atmışsın veya bugüne kadar kendi değerini unutarak kendini cezalandırmışsın.
Haksız yere terk edilirsin, hatayı terk edene bulmazsın. Darbeleri yedikçe yere düşer, ezilirsin, darbe yedikçe çıkmaz sokaklara girer, yol ararsın, bulamayınca da başkalarından medet umarsın ama hala kendinin farkında değilsin. Tek çıkar yol kendinsin. Kendini sev, kendini değerli kıl ve kendi yolunu kendin bulmaya çalış.
Sanma ki, senin kendini öncelikli ve değerli görmen egodur, kibirdir. Bu sadece savunma mekanizmanı harekete geçirmendir. Sadece savunma, yoksa üstünlük düşüncesi değil.
Ah bir bilsen gücün sen de olduğunu, ah bir bilsen kendi değerini. Nice çıkmazları yol edecek, olmazları olduracaksın. Olduramasan da hayata küsmeden mücadelenle ayakta kalacaksın. O yüzden ilk defa da olsa kendini değerli görerek kendine güven. Kalk ve aynaya bir bak, ne görüyorsun, bir de görmeden inandığın o yüce varlığı düşün. İşte değerli olan bu ikisi. Ayna da gördüğün sen, görmeden inandığın ve itaat ettiğin O.
Öyleyse tek çare toparlanma zamanı. Ve “kalk gidelim kendim” diyerek kendine seslenmelisin. Vefa bilmeyenlere karşı koymak, kendini göstermek ve var olduğunu ispatlaman için başkasına değil, kendine ihtiyacın var. Kendini kabullen ve düşüncelerine önem ver, hayata tekrar tutunabilmek için de kendine bir şans daha tanı. Kendini değerli kılmaya, kendi gücünü fark ederek önceliği kendine tanımana, çok, hem de çok ihtiyacın var, bunu göz ardı etme!
Ve unutma ki, bu âlemde senden bir tane var, başka da yok. İşte o yüzden önceliğin sende olsun, kendi değerini bil ve kendine sahip çık.