KENDİ YALANINA İNANMAK

Muzaffer Kırmacı

            İnsanın “Katiline aşık olması gibi”  bir şey olsa gerek, kendi yalanına inanmak.

            Anlıyoruz,  siyaseten algı oluşturmak istiyorsunuz da bu kadar da “Kör kör parmağım gözüne” olmaz ki. Vakti zamanında “Üniversite öğrencilerini kıyma yaptılar”  dediğinize inandılar diye bu huyu alışkanlık haline getirmek de olmaz ki. Hem o zaman bu kadar iletişim araçları da yoktu. O günün insanı inandı diye, bugün de insanların inanmasını bekleyemezsiniz. Yani kendiniz çalarsınız, kendiniz oynarsınız. Hatta daha da ileri gidelim isterseniz. Meydanlarda sizi çılgınca alkışlayanlar bile sizin yalanlarınıza inanmıyor. İnanmış gibi gözüküyor.  Yani milletin tamamı da sizin ne mal olduğunuzu biliyor artık.

            Neymiş efendim. Cumhurbaşkanı rejimi değiştirmek istiyormuş.

            Meydanlara çıkmış bağırıyor: Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz… Cumhuriyeti koruyacağız… Lafla peynir gemisi yürüse dükkan senin. Ama yürümüyor. Askerime, polisime kurşun atanlar tutuklandı diye evlerine “Geçmiş olsun” ziyareti yaparken düşüneceksin sen  bölünmenin ne olduğunu. Tutuklanan teröristleri cezaevlerinde ziyaret ederken, terörist cenazelerinde karanfil dağıtırken Cumhuriyete bir şey olmuyorsa, korkmayın (siz de dahil) Cumhuriyete kimse zarar veremez.

            Oysa kimsenin rejimle bir işi yok. Kimsenin değiştirmek gibi bir düşüncesi de yok. Neden olsun ki? Herkes halinden memnun. Peki neden  bu rejim konusunu ısıtıp-ısıtıp getiriyorlar milletin önüne? Güya kendilerince algı oluşturuyorlar. Yandaşlarına mesaj veriyorlar.

            İyi de siz demokrat değil misiniz? Demokrasiye inanmıyor musunuz? Yoksa demokrasinin ne anlama geldiğini mi bilmiyorsunuz? Demokrasi; Halkın kendi kendisini yönetme şeklidir! Yani demokraside halk ne derse o olur. Yani sandıktan çıkana saygılı olmaktır. O zaman siz halka inanmıyorsunuz. Halka saygı duymuyorsunuz. Ya da alıştınız “Açık oylama, kapalı tasnif” sistemine bugünkü yöntem işinize gelmiyor.  Vay uyanıklar vay.

            Halkı kandırmayın. Dürüst olun. Başkanlık sistemi ile rejim değişmez. Halk kendisini idare edecek kişileri seçerken belki de iki kere seçime gidecek. Önce başkanlık için yarışacak iki partiyi seçecek, daha sonra da kimin başkan olacağını oylayacak. Seçime katılan halkın yarıdan bir fazlasının oyunu alan başkan olacak. Ne var bunda?

            CHP tek başına iktidara gelemeyeceğini zaten biliyor. AKP kazara tek başına iktidara gelemeyecek olursa, koalisyonla iktidara ortak olma şansı da bu sistemde bitiyor. Kılıçdaroğlu’nun feryadı figanı bu yüzden. Yoksa rejime de bir şey olmaz, Cumhuriyete de.

            O zaman oturup düşüneceksiniz. “Biz nerede yanlış yaptık” diye. Biz biliyoruz nerede yanlış yaptığınızı. Söylüyoruz da. Dinlemiyorsunuz ki!

            Bakın bir daha söylemem. İyi dinleyin.

            Halka saygı duyun. Halkı küçümsemeyin. Halka ters düşmeyin. Halkın ferasetinden korkun. Halkın sandıktaki tercihine saygılı davranın. O zaman belki…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.