24 Haziran seçimlerinden sonra CHP’de başlayan huzursuzluk devam ediyor.
Kısa zamanda da çözülecek gibi görülmüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken başlamıştı sıkıntılar.
Kılıçdaroğlu bilmem kaç bilinmeyenli denklem çözer gibi ince hesaplar yaparak “Partili Cumhurbaşkanı olmaz” diyerek CHP rozetini çıkardığı Muharrem İnce’yi siyasi arenaya sürdü.
İnce, Kılıçdaroğlu için önemli bir engeldi. Maksat bu engelden kurtulmak olduğu için de “Gel bakalım Muharrem” diyerek paye veriyormuşçasına “Adayımız Muharrem İnce” dedi.
Amaç Muharrem İnce’den kurtulmaktı.
Muharrem İnce’nin oyu yüzde 30.64, CHP’nin oyu ise yüzde 22.64.
Bu sonuçlara göre İnce “Kazandım” derken, CHP’nin oyunun düşmesi İnce’nin iştahını kabarttı.
Oysa netice alınamadığı için ne İnce’nin, ne de CHP’nin kazanmadığı aşikâr.
Bu sonuçlar üzerinden olağanüstü genel kurul isteyen İnce’ye parti karşı çıkıyor. Zaman ne gösterecek, hep beraber göreceğiz.
CHP’de sorunun Genel Başkan’dan kaynaklanmadığı, meselenin zihniyet sorunu olduğunu birileri anlatmalı.
Bu anlayıştaki bir CHP’nin dünya durdukça başarılı olması beklenemez.
CHP’deki sorun kişisel değil, zihinseldir.
Bu zihniyet değişmediği sürece, uzaydan Genel Başkan da getirseler bir arpa boyu yol alamaz.
Olup olacağı, taş çatlasın alacağı oy yüzde 25’i geçmez.
Vatan için, bayrak için, ezan için tankın önüne gövdesini siper eden insanları yok sayarken, terör destekçilerini meclise sokma gayreti içinde olduğu sürece CHP’ye iktidar yok.
Askerle, korucu ile çatışırken ölen teröristin cenazesinde karanfil dağıtıp, salya sümük ağladığı sürece CHP’ye iktidar yok.
Hain Fetö’nün darbe girişimini “kontrollü darbe, tiyatro” diyerek bu vatanın evlatlarının can siperane mücadelesini itibarsızlaştırdığı sürece CHP’ye iktidar yok.
İster Olağanüstü Genel Kurul yapın, ister yapmayın.
İster Kılıçdaroğlu ile devam edin yola ister İnce ile.
Aynı zihniyet devam ettiği sürece kimin arkasından giderseniz gidin, halk sizin arkanızdan gelmez. Bu kadar basit!