KISSADAN AYKUT KOCAMAN

Hasan Durucan

Bir duruma, olaya felsefik anlamdaki yaklaşımları hep sevmişimdir. Zira bunu abartarak içinde felsefe ve matematiğin olmadığı bir dünya da düşünemem. Evet, şu dört duvar arasına sıkıştırılıp bana ayrılan köşede amacım da aslında felsefe yapmak diyebilirim. Tabi çok derinlere inmeden, bize yer ayrıldığı kadarıyla ve dilimin döndüğü, kafamın bastığı kadar diyerek de ekleme yapmalıyım. Kendimi size daha net ifade edebilmek, üç dakika da okuduğunuz bu köşeyi daha rahat anlamlandırabilmeniz için bazen köşelerimde küçük hikayelere de yer veriyorum. Önce hikayeye göz atın, ardından asıl konumuza geçelim.

******

Bir gün işten evden dönerken mahalledeki çocukların evimin yanındaki parkta futbol oynadıklarını gördüm ve maçı izlemeye başladım. Kalenin arkasındaki sıralardan birine oturdum ve yanımdaki çocuğa skoru sordum. “4-0 mağlubuz” diye yanıtladı gülümseyerek. “Gerçekten mi” dedim. “Pek moralin bozulmuş gibi görünmüyorsun ama?” diye de ekledim. Niye bozulsun ki moralim?” dedi şaşırmış bir ifadeyle; “Maç başlayalı daha beş dakika oldu.”

******

Üzerine kitap yazılacak hikaye diyebilirim. Daha doğrusu Amerikalı yazar Jack Canfield’in yazdığı onlarca kitabın ruhuna, kendi yaşanmışlığıyla konu olmuş desek daha doğru olacaktır. Motivasyon ustası, “Living The Law Of Attraction” yani “Çekim Yasasını Yaşamak” adlı kitabında; Evren her şeyi verir, yeter ki istemeyi bilin. Seyahatiniz burada, şu anda başlıyor. Hayatınızı değiştirebilir; kendinize sevgi, neşe ve bereket dolu bir gelecek yaratma yetkisi verebilirsiniz. diyor. Konuya yabancı olanları aydınlatmak için öncelikle bu sözlerin temelini oluşturan Çekim Yasası’nın ne olduğunu açıklamak gerekir. Kendinizi heyecanlı, coşkulu, huzurlu, mutlu, neşeli ya da cömert hissediyorsanız pozitif enerji dağıtırsınız. Kendinizi stresli, öfkeli, kızgın, kaygılı ya da üzgün hissediyorsanız da negatif enerji dağıtırsınız. Evrene nasıl bir enerji gönderirseniz öyle bir karşılık alırsınız. Dolayısıyla hayatınızdaki iyi ve pozitif şeylere odaklanırsanız daha fazla iyi ve pozitif şeyi hayatınıza kendiliğinden katarsınız diyor Canfield. İstediğimiz gibi bir geleceği şekillendirmek için de düşünce ve duyguları doğru şekilde kullanmayı bilmemiz gerektiğini de ekliyor. Bizden birisi olan Aykut Oğut da “Evrenden Torpilim Var” adlı eserinde benzer şeyleri kaleme alarak dile getiriyor. Tamam da konu nereye gidiyor diye aklınızdan geçtiğini hisseder gibiyim. Elbette konuyu Aykut Kocaman’a bağlayacağım. Kasımpaşa maçının ikinci yarısının ilk dakikalarında attığın golle beraberliği bozup öne geçiyorsun, sonrasında maçın bitimine yirmi dakika kala iki dakikada kalende iki gol görüp mağlup duruma düşüyorsun. Tezahüratların yerini derin bir sessizlik alıp tam homurdanmalar başlarken iki dakika içerinde yine gol bulup önce beraberliği yakalıyorsun ardından gelen golle de maçı kazanıyorsun. Ve bunu da Rıza Çalımbay’ın sürekli oyunculardan şikayetçi olduğu takımla hem de ilk yarı sakatlanan iki oyuncunu değiştirmek zorunda kaldığında yapıyorsun. Aylardır tutuk performansıyla eleştirilen Jahovic iki golle maçın yıldızı oluyor, Skubic ise Aykut Kocaman’ın posteri önünde yavrusuyla poz veriyor. Taraftar puan cetveline bakarak tıp ki iki yıl öncesi gibi Avrupa hayali kurmaya başlarken yerel medya çalışanları da manşetlerini süsleme yarışına giriyor. Konfüçyus; Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir. demişti. Bir insan aslında onlarca insanın umudunu, koca bir camiayı, belki de şehrin havasını değiştiriyor. Bu yüzden futbol sadece bir oyun değil, oyunun ötesinde felsefe, felsefenin ötesinde de matematiktir. Sonu ne olursa olsun bunu bizlere yaşattığın için sana minnettarız Kocaman Aykut, Aykut Kocaman...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.