Son günlerde artan eleştirilere bir mola verip şehrimizin güzelliklerinden bahsedelim.
Cuma günü İstanbul’daydım. Sabah 9.30 da indim, Çağlayan adliyesinde işimi saat 15.30 da bitirebildim. Kayseri’ye sürekli gidiyorum. Ankara malum hızlı trenle mahallemiz gibi oldu. İzmir, Manisa, Samsun, Gaziantep, Adana, Antalya, Muğla, Elazığ vs. vs.
İş veya seyahat amaçlı; bir şekilde bu şehirlere gidiyoruz. Sizde de aynı tepki oluyor mu bilmiyorum ama daha gün geçmeden Konya’yı iple çekiyorum.
Elbette eksikleri var ancak şehir denince akla gelmesi gereken şehirdir “Konya”.
Geçen yıl Prag, Viyana, Budapeşte gibi şehirleri gördüm. Daha evvelinde de Mekke, Medine ve Cidde’yi görmüştüm. Şehircilik açısından o mübarek şehirlerin hali dahi içler acısı. Buraları gördükten sonra Konya gözümde daha da büyüdü.
Geniş yolları, kenar mahalle ayrımı olmadan her yana hizmetin gitmesi, yoldaki çukurun hemen farkedilip kapatılması, parkları, taleplere anında dönülmesi, temizliği, aksamayan hizmeti, ruhu…
“Marifet iltifata tabidir”. Şehre emeği geçmiş ve geçen herkese teşekkür ediyorum. Hakkın rahmetine kavuşanlardan da Allah razı olsun. Bize Konya’yı özletmeleri dahi kafi. Bu güzel şehir tarihi ile, kimliği ile örnek bir şehir.
İnsan yaşadığı yeri özler ama bu başka bir şey. İstanbul’da bunalmak, Ankara’nın soğuk yüzünden sıkılmak, Antalya’da deniz sezonu dışında duramamak, Kayseri’nin ara sokaklarına şaşırmak…
Ya şehrimiz. Ferah, nezih, huzurlu, güvenli…
Göç alan bu şehirde yaşayanların tamamına yakınının ortak düşüncesi olduğunu düşündüğüm bu durum övgüyü hakkediyor.
Alaeddin ve etrafındaki (merkezdeki) mesai bitimi ve çıkışındaki trafik sıkışıklığını saymazsak acil bir ihtiyacı olmayan bu şehirde yaşamayı seviyoruz. İnşallah yöneticiler rehavete kapılmadan bunu en baştan planlayanların yaptığı gibi yıllar sonrasını düşünerek plan ve uygulamalar yapmaya devam ederler. Hele Başbakanımız da Konyalı olunca şehrin daha da iyi olacağından eminim.
İnşallah bu şehirden çıkınca özlemeye devam ederiz. İnşallah bütün şehirlerimiz Konya gibi olur, “Olduğu gibi görünen bu şehir, göründüğü gibi güzel ve nezih kalmaya devam eder”.
Not: Hicri yılbaşına girdiğimiz şu günlerde ülkemize zaruret icabı hicret edenlere, soğukların arttığını da hatırlayarak; yardımlarımızı artırmak zorundayız. Devlet bir noktaya kadar yardım edebiliyor. Komşumuz üşürken biz sıcak yatağımızda rahat uyuyamamalıyız!
“İşe verdiğimizin emeğin küçük bir kısmı, çocuklarımızı mutluluktan uçuracaktır.”