26. Italo Calvino’nun ‘Klasikleri Niçin Okumalı?’sını ne zamandır okumak istiyordum. Okumak istediğim bir başka isim de Borges ki diğer günlük sanırım onunla ilgili olacak, 80 yaşındaki sohbetlerini not ala ala, sindire sindire okuyorum ve kitabın yarısı bitti.
27. Balzac, Stendhal, Flaubert, Dickens, Hewingway gibi bizde de iyi bilinen kalemler değil sadece, adını belki de duymadığımız pek çok yazara, bildiğimiz yazarların da en iyi veya önemli eserlerinin değil de daha da önemli eserlerinin olduğunu ve bunun neden böyle olduğunu ortaya koyuyor kitapta, Calvino.
28. Klasikleri Niçin Okumalı’da Calvino nettir, yani beğenileri/yargıları net. Mesela Parma Manastırı için şu iddialı cümleleri dillendirir; ‘ (…) daha ilk sayfalardan çarpılıp birden dünyanın en güzel romanının olsa olsa bu olabileceği(…)
29. Kitabın başındaki ‘Klasikleri Niçin Okumalı’ başlıklı deneme tüm anlatılanların şifresinin izah edildiği yer. Önce ‘klasik nedir? sorusuna cevaplar buluyoruz:
‘Klasikler, haklarında asla ‘okuyorum’ sözünü değil, genellikle ‘yeniden okuyorum’ sözünü işittiğimiz kitaplardır.’ Buna bir savunma da öneriyor Calvino; ‘ Bir bireyin oluşum dönemindeki okumaları ne kadar kapsamlı olursa olsun, her zaman okuyamadığı çok sayıda temel eser kalır geriye.’
Okumuş ve sevmiş olanlar için zenginlik anlamına gelen, ama zevkine varabileceği daha iyi koşullarda ilk kez okuma şansını bulanlar için de o denli zenginlik demek olan kitaplara klasik denir.
Klasikler, özel bir etki gösteren kitaplardır. Bu nedenle olgunluk çağımızda, gençliğimizin en önemli okumalarına yeniden dönmeye ayıracağımız bir zaman olmalı. Bir klasiği her yeniden okuma, ilk okuma gibi bir keşif okumasıdır. Bir klasiği her ilk okuma, aslında bir yeni okumadır yani. Ve bir klasik, söyleyecekleri asla tükenmeyen bir kitaptır.
Klasikler, haklarında duyduklarımızla ne kadar bildiğimize inanıyorsak, gerçekten okuduğumuzda o kadar yeni, beklenmedik, benzersiz bulduğumuz kitaplardır.
Bir klasik, sürekli olarak kendisi hakkında bir eleştirel söylemler bütününü tahrik eden, ama onları silkeleyip üzerinden atan bir eserdir.
Eski çağların tılsımları gibi, evrenin eşdeğeri biçimini alan bir kitaba klasik denir.
‘Senin’ klasiğin, kayıtsız kalamayacağın ve onunla bağlantılı olarak, hatta onunla karşıtlık içinde kendini tanımanı sağlayan eserdir.
30. Güncelliği arka plandaki gürültü konumuna atma eğilimi gösteren, ama aynı zamanda bu arka plandaki gürültü olmadan yapamayan şey klasiktir. En uygunsuz güncelliğin egemen olduğu yerde bile, arka plandaki gürültü gibi varlığını sürdüren şey klasiktir.
Calvino güncellik konusuna şu eklemeyi de yapar; ‘klasikleri okumadan en yüksek verimi elde eden kişi, o okuma ile bilinçli bir güncel yayın okuma dozu arasında denge kurabilen kişidir.’
31. Bir klasik, öteki klasiklerden önce gelen bir kitaptır; ama önce ötekileri sonra da bu kitabı okuyan kişi hemen onun soy kütüğü içindeki yerini fark eder. Peki bu kadar eseri, klasiği okumaya vakti ve yoğunlaşmayı nerede, nasıl bulacağız? Buna cevabı şudur, Calvino’nun; ‘Her tür olumsuz dış etkiden korunmak için gazeteleri okumaktan uzak durmak, son çıkan romanın ya da sosyolojik araştırmanın cazibesine kapılmamak.’
32. Başka neye dikkat etmeliyiz? Klasikler, bizim okumamızdan önceki okumaların izini üzerlerinde taşıyarak ve geçtikleri kültür ya da kültürlerde bıraktıkları izi peşlerinde sürükleyerek bize ulaşan kitaplardır. Calvino burada bıkmadan, usanmadan bir şey söylemeliyim der; ‘Doğrudan özgün metinler okunmalı, olabildiğince eleştirel kaynakçadan, açıklamalardan, yorumlardan uzak durulmalıdır.’
33. Kendi ideal klasik kitaplığımızı nasıl oluşturabiliriz? Bu kitaplığın yarısı okuduğumuz ve bizim için önemi olan kitapları, yarısı da okumayı tasarladığımız ve bizim için önemli olabileceğini öngördüğümüz kitapları içermelidir. Sürprizler için, beklenmedik buluşlar için boş bir bölüm bırakmak şartıyla.
34. Klasikleri okumak ne işimize yarar peki? Klasikler kim olduğumuzu ve nereye vardığımızı anlamamızı sağlar. Bir de şu, klasikler bir şeylere yarasın diye okunmaz.