Kolay kazanılmadı bu vatan,
Her karışında şühedanın kanı var.
Her karışında bir ananın feryadı, bir ananın gözyaşı var.
Sefa görmedi bu vatan. Her karışında acı, her karışında cefa var.
Kınalı kuzularını askere yollarken, arkasından dua eden annelerin duası var.
Kiminin ağzı süt kokuyor, kiminin ağzında diş kalmamış.
Vatan olmadan hiç bir şey olmaz diyerek sırtı sıvazlanıp, düğüne gönderilir gibi gönderilenler,
Git oğlum git, anasız büyürsün ama vatansız büyüyemezsin diye cepheye şahadete gidenler.
Binlerce hayat toprağa düşmüş, bu ülkenin taşına toprağına canını feda etmiş.
Çanakkale’den bu yana, yaşlısı, genci, hepsi yedi düvele karşı gözünü kırpmadan giden yiğitler var.
Yedi düvel durur mu? Hep bir oyunda, hep bölmek için oyunlarda.
Kalleş içeriden olunca kapı kilit tutmazmış ya,
Eksik olmuyor bu topraktan ne hain, ne de kan.
Bir fidan gibi düşüyor toprağa hâlâ, genci, ihtiyarı.
Ama görünürde düşman yok, kalleş pusu, amaçsız öfke ve kin.
Görünürde insan, ama esfele safilin.
Yine toprağa düştü 44 can, 44 masum beden.
Ateş düştüğü yeri yaktı, biz yine lanet, yine dua.
Biz dedik içimiz yandı, 44 şehidimiz var,
Dedik ya hain içeri, dediler 44 ölü.
Oyun o kadar açık ki, oyunlar belli, oyuncular belli.
Bu oyunları görmemek, hainliktir, ihanettir.
Ama başaramayacaksınız.
Bu millet tarih boyunca bütün korkularını öldürdü.
Kurşuna siper, cana can, kana kan, vatan için tek yürek oldu.
Ve bilin ki bu millet, kanı akar, toprağa düşer ama kimseye diz çökmedi, çökmeyecekte.
Unutmayacağız, unutturmayacağız,
Ne toprağa düşen vatan evlatlarını ne de hainleri.
Haine yumruk, vatan sevdalısına kucak olmaya devam edeceğiz.
Ey şanlı Türk evladı!
Ruhun şâd olsun.