Şehrin genel değerlendirmesine geçmeden geçtiğimiz günlerde bir bayan okurumuzun şu notunu sizlerle paylaşmadan yapamayacağım.
Bakın hiç tanımadığımız bilmediğimiz bir bayan okurumuz özetle ne diyordu;
“Uğur Bey merhaba,
Konbeltaş park yerleri ve ücretleri ile ilgili yazınız için bir Konyalı olarak çok teşekkür ederim. Acaba bireysel şikayetlerimiz için bir mail adresi veya telefon biliyor musunuz? İnternet sitesinde açık değil.”
***
Hatırlıyorsunuz değil mi?
Bu konuyu Konya basınında ilk değerlendiren isim biz idik. Ve tabii ki bu değerlendirmeyi de bize güvenen inanan okurlarımızdan aldığımız bilgi ile yazmıştık. Sonra iş uzadıkça uzadı…
Yazımız sonrası biz Konbeltaş’ın en yetkili isimleri ile de bire bir görüştük. İşin fiyatında değil ama özünde anlaşıyorduk. Çünkü bu konuda şehri yöneten insanlar şehrin ana caddelerinde ve özellikle de artık Konbeltaş’ın kapattığı park yerlerini bile istemiyorlar. Onlar da bu cadde ve bulvarların tamamen açık olmasını arzuluyorlar.
Ne var ki onlar da sizler gibi işin esas acı noktasında bizlerle birlikteler. Yani özellikle şehir merkezlerinde yeterince temiz düzenli otoparklar var da vatandaş mı koymuyor?
Yetkililer bunun bilincinde düğmeye çoktan basmış durumdalar. Ne var ki işler yavaş hatta çok yavaş ilerliyor. Aynı yöneticiler bu Form, Zafer bölgesinde ara sokaklarda bile tıkanan park olayının eski Kız Yurdu binasının yani Konya Lisesi’nin arka kısmındaki katlı otopark ile büyük ölçüde giderileceğine inanıyorlar.
Ben bu inanca bir noktaya kadar katılıyorum.
Niye?
Çünkü yeteri kadar otopark olsa da bizim genlerimizde hala büyükşehir olamamanın verdiği yürümeme alışkanlığı var.
Çok net ifade ediyorum. Mesela dolmuşların pat diye yolun ortasında durup yolcu alıp yolcu indirmelerinden nefret ediyorum.
Ama aynı dolmuşun içinde yolcu iken dolmuş şoförü bir vatandaşı indiriyor. Adamcağız vitesi daha ikilemeden biri daha içerden sesleniyor “Sağda inecek var”…
Hay Allah senin canını almasın emi!
Niye dolmuş demin durduğu zaman inmedin? Canım o zaman inse 20 adım atacak. Parası ile değil mi? Dur dedi mi inecek elini kaldırdı mı binecek.
Biz buyuz. Kimse kırılmasın darılmasın ve alınganlık göstermesin.
NOSTALJİK OTOBÜSLER
Bir başka konu da 30-40 yıldır şehrimizde hizmet veren nostaljik Belediye otobüslerimiz. Bu otobüslerimiz sürekli seferdeler ama önemli bir sıkıntı var. Belediye hizmeti en asgari olan küçücük illerimizde bile bu tür emektar otobüsler yok. Modern otobüsler var. Şehrimizin parası mı yok bilemiyorum ama bu görüntü hiç hoş değil, en azından belediyelerimiz bu otobüslerimizin üzerine “NOSTALJİ CANDIR” gibi bir ibare yazsın da en azından eskiyi yaşatıyor havasını verelim. Zira bu çağda, şehrimizde böyle bir görüntü hiç hoş değil. Hatta bu otobüslerin bazılarını şehrin en önemli merkezlerine koyalım kafe hizmeti versin, ne bileyim oradan kitap dağıtılsın halkımıza veya ağaç fidanı falan dağıtalım, diyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar. Oysa yaşamadıkça yaşlanırlar...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bırakın yapsınlar bırakın geçsinler demediğimiz zaman!