Girdiği hiç bir seçimde halkın teveccühünü kazanamayan CHP, normal yollarla iktidara gelme ümidini kaybettiği için hep demokrasi dışı yollarda çözüm aramıştır.
Kimi zaman algı oluşturarak darbeye zemin hazırlarken, kimi zaman da aleni olarak “Ordu göreve” pankartı açmakta bir sakınca görmemiştir.
Durum onu gösteriyor ki, dünya var oldukça CHP’nin iktidara gelme beklentisi de yoktur, umudu da.
En son 15 Temmuz darbe girişiminde yine umutları yeşerse de, kısa zamanda umduğu dağlara karlar yağmıştır. İlk anlarda sanki darbeye karşıymış gibi dursa da, daha sonra duygularını gizlemekte zorlandığı için “Kontrollü darbe” tezini kendisine sütre yapmıştır.
Ama bildiğiniz gibi mızrak çuvalda gizlenmiyor ki.
Sizi bilmem ama ben, CHP’nin 15 Temmuz darbe girişimine neden “Kontrollü darbe” dediğini çözdüm.
Eğer darbe amacına ulaşsaydı adı o zaman “Kontrollü” olmayacaktı.
“Kontrollü” demelerinin sebebi darbenin amacına ulaşamamasındandır.
Halk ipin ucunu o kadar sıkı tutmuştur ki, darbe girişimi halkın kontrolüne geçmiştir. Halk; “İrademe ipotek koydurmam” demiştir.
Halk darbeyi kontrol etmese de, darbe amacına ulaşsaydı, Cumhurbaşkanı ve diğer devlet erkanı yakalanıp “Darbe mantığı” ile cezalandırılsaydı o zaman onun adı kontrollü darbe olmayacaktı.
CHP’nin de istediği zaten buydu.
Tam da yıllar sonra bir iktidar umudu doğmuşken tankların önüne yatmak da ne oluyor? Günlerce “Demokrasi nöbetleri” tutmak da neyin nesidir? Halk, halklığını bilsin canım. Ülkenin esas sahiplerine (!) başkaldırmak marabanın haddine mi?
Darbe dediğin ses getirecek. Darbe dediğin halkı sindirecek. Önündeki sana engel olanları sallandıracaksın ki, darbe darbe olsun.
Baktılar ki baş edemeyecekler yeni bir tezgah açıyorlar.
Cumhurbaşkanına “Seni savaş mahkemesinde yargılatacağız” diyenler, bir gün bükemedikleri bileği öpecekler.
Başka yol yok.