Bir tarafta ligde oynadığı maçların tümünü kazanmış lider olmanın özgüveni içindeki Pendikspor, diğer tarafta 7 maçta her açıdan sıfır çekmiş, teknik direktörü bırakmış, yönetimi ‘benden bu kadar’ diyerek olağanüstü genel kurul kararı almış psikolojik çöküntü içindeki ekibimiz K.Anadolu Selçukspor, nereden bakarsanız bakın siyah ile beyaz kadar farklı bir durum vardı maç öncesi. Herkes umutsuz, herkes çaresiz gözüküyordu.
Her dönem kendi antrenörüne “bizim çocuklar” gözü ile bakılıp bir türlü güven duyamayan anlayış, çaresiz kaldığı imkansızlıklar yaşadığı her dönemde bizim çocukları düşündüğü için de “hadi aslanlarım” diyerek görev vereceklerdi.
Gelinen nokta itibariyle çaresiz ve belirsizlik içinde olan görevi bırakma kararı almış yönetim günü geçiştirme adına altyapıdaki teknik adamlarına görev vermek zorunda kaldı ve haydi arkadaşlar size güvenimiz tam ben hep demiştim de deyivererek...!
Bizim içimizden gelen bir çoğunuzun takım arkadaşı olduğu, antrenörlüğünü yaptığımız veya ekibimizin içine aldığımız 4 değerli insan takımın başına geçti, emanetçi olduklarının farkındalığı içinde Konya futbolu ise gerisi teferruattır diyerek çalışmaya başladılar.
Alacağını alamamış, cebinde harçlığı kalmamış, alınan sonuçlarla takımı dibe vurmuş, hocaları gitmiş, yönetimi bırakma kararı almış bir ortamı yaşayan futbolcu grubu gelecek adına karamsarlık ve belirsizliğin psikolojik çöküntüsünü yaşarken 4 arkadaşımız başlarına abileri olarak gelmiş onlara; hayatın devam ettiğini sorumlu oldukları ailelerinin bulunduğunu hatırlatarak önce öne yıkılan başları kaldırtmışlar sonra profesyonel yaşamın acımasız zorluklarını yansıtmışlar ve... inandırmış maça çıkartmışlar.
Normal de bile 5 günde 2 maç zor gelir futbolcu için bu Anadolu Selçukspor gibi bir takım futbolcusu için işkence olarak görülmüştür bu durumu, nasıl görülmesin ki biri deplasman, diğeri içeride lider takımla oynayacakları 2 maç için geriye baktığında ilerisi için umutlanamıyorsa çok zor görülmüştür elbet.
İnanmak başarmanın yarısıdır demiş atalarımız! Konya’nın teknik adamları da inandırmış futbolcularını, çarşamba zaferi cumartesiden belli olmuş deplasmanda iyi oyun son dakikalarda yenen golle kaybedilen puan bu zaferin haberciymiş besbelli.
Ekibin sorumluluğunu alan Abdurrahman Baysangur hocamız maç öncesi futbolcularına duyduğu güveni yansıtarak eksik olan özgüven eksikliğimiz demişti demek ki ekip arkadaşları ile analizi iyi yapmış birlikte kaybolan özgüveni verme adına çalışmışlar.
Böylesine vahim bir tablonun içinde sahada ortaya konan mücadele, oynanan futbol, alınan sonuç Konya antrenörlüğünün varlığının bilgi ve birikiminin yansımasıdır bence. Kayıpsız lideri yaşanılan zor şartlar altında sahadan silmek 7 maçta yok olanı var etmek Konya antrenörünün başarısı, sessiz çığlığı değil de nedir sizce?
Yöneticilerin her zor dönemlerinde sarıldıkları çıkış yolu arayıp buldukları biraz rahatladıklarında unuttukları Konya antrenörü bir kez daha onların eğilen başını kaldırmış biz buradayız, biz varız, bize güvenin mesajını bu günde yenilemişlerdir.
Hem de böylesine ortamda hiç kimsenin sorumluluk alıp cesaret edemeyeceği kararları vererek oynatılmayan gençlere güven duyarak, emek verdiği gencine sahip çıkarak, pilot takım olmanın sorumluluğunu hissederek genç Yunus Emre'yi sahaya sürme yürekliliğini göstererek.
Benim futbolcum, benim antrenörüm dediğimiz, dediğiniz benim takım arkadaşım diye sarıldığınız iyi günümüzü kötü günümüzü paylaştığımız, paylaştığınız bu günkü sonucun mimarları Abdurrahman Baysangur ve ekip arkadaşları alkışlar övgüler size..! Teşekkürler Konya antrenörlüğünün varlığını yansıtan 4 teknik adamımıza..!
Kendi değerlerinize sahip çıkarsanız değerleriniz ile yetenekleriniz korunur, elin adamına sahip çıkarsanız elinizdekiler de kaybolur diye seslenerek, Hz.Mevlana'nın "Kır oğul zinciri; hür gez, hür konuş. Yok mu altından gümüşten bir kurtuluş?" deyişiyle noktayı koyalım.