Bundan yanılmıyorsam bir yıl kadar önce idi. Çok sevdiğim Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ile Konya nüktedanlarından ve Konya fıkralarından bahsediyorduk. Mustafa başkan bana bu konuda yazı, kitap ve derlemeler yapmamı önermişti. Bir de konuşma yapmamı istemişti. Nasip demiştim.
Bundan bir ay önce yine hiç ara vermeden önceleri Sille’de daha sonra Kültürpark’taki İl Halk Kütüphanesi’nde Selçuklu Belediyesi işbirliği ile her Salı akşamı devam eden Salı Sohbetleri adlı kültür etkinliğinde konuşmacıyı dinlerken yanıma yaklaşıp “İsmail abi bu sene Ekim ayının ilk haftası bu kürsüde sen olacaksın hazırlığın tamam mı” dediğinde şaşırdım “Ne hazırlığı Mustafa Başkan?” demişim. Hatırlatınca gününü belirledik. Ekim ayının 6. günü olacaktı.
Yağmurlu bir Konya akşamı idi buna rağmen Konya’nın kültür dostları beni yalnız bırakmamışlardı. Tefsir uzmanı Muammer Koştaş hocanın Kuran’ı Kerim tilaveti ve Tefsir sohbetinin ardından Sayın Mustafa Güçlü beni mütevazi bir dille konuşma yapmam için kürsüye davet etti.
Kültür dostu bu güzel insanların, can dostlarının vefakârlığından söz ederek bir fıkra ile konuya geçtim. Dilimin döndüğünce aklımda kaldığı kadarıyla ve büyüklerimden yetmiş yaşım boyunca dinlediğim güzel Konya deyimlerinden fıkralarından bir şeyler anlattım. Güldük, düşündük. Sanırım dinleyenlerin gönlünü de hoş ettik. Çünkü program sonunda kültür dostları yanıma gelip memnuniyetlerini ifade ettiklerinde bende çok gururlandım ve çok sevindim doğrusu.
Program bitiminden sonra Başkan Güçlü elinde bir şilt ile yanıma geldi ve beni tam karşımda hep fotoğraf çekerek hem de gülümseyerek dinleyen çok sevdiğim değerli Konya eski milletvekili Mustafa Kabakçı’yı davet etti ve “Sayın vekilim bugün İsmail abimizin yetmişinci yaş günü (1 Ekim 1945) aynı zamanda Konya kültürüne katkılarının 20. Yıldönümü. Bu plaketi siz verin” dedi. Sayın Kabakçı’nın elinden plaketi alırken ben çok duygulandım, adeta kendimden geçtim dilim tutuldu, teşekkür bile edemedim. Nedeni ise ben bile yaş günümü ve kültüre katkımın 20 yılını doldurmuş olduğumun farkında değil iken bu güzel dostların Konya Aydınlar Ocağı Başkanı’nın ve yönetim kurulu üyesi sevgili Mustafa Sinan Ümit’in hazırladıkları bir güzel mum ile süslenmiş olan pastayı katılımcılara ve bana ikram etmeleri ayrıca bir kültür insanına verilebilecek çeşitli kitap hediyeleri ile beni dostlarımın arasında onöre ederek evime mesut göndermeleri zatımı ziyadesi ile mesrur etti. Kültür dünyasında aldığım ödüllerin en anlamlısı ve en güzeli idi bu güzel jest ve ödül.
Yirmi yıldır çalıştığım, çabaladığım, kafa yorduğum kültür hizmeti işlerin boşa gitmediğini bir kez daha anladım. Bütün yorgunluğu yenip evime geldim yine yanımda gönderdikleri evim için hazırlanıp paketlenmiş pastayı aile efradıma sununca gönlüm ferahladı, ruhum rahatladı ve derin bir uykuya dalıverdim.
Teşekkürler Konya’nın kültür dostları. Teşekkürler Konya Aydınlar Ocağı ve Başkanı. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ne kadar bahtiyar oldum bilemezsiniz. Rabbim dostluğumuzu daim kılsın. Nice programlarda buluşmak dileğiyle.