TARİHE YOLCULUK (317)
Çok yararlı bir kamp oldu. Hem eğlendik, eğlenirken de dinlendik. Gençlerle başbaşa kalmamızı sağlayan Konya Eğitim, İzcilik, Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Mustafa Parlatan’a ve hasta halimde kahrımı çeken görevli kardeşlerime ve kıymetli hocalarıma teşekkür ederim.
Konya Eğitim, İzcilik, Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Mustafa Parlatan’ın daveti üzerine, Alanya – İncekum’da 2 – 8 Temmuz 2018 tarihleri arasında düzenlenen Konya Gençlik Kampı’na katılarak gençlere Konya Tarihi’ni anlatarak tecrübelerimi aktardım.
İlk izcilik kampına ilkokulda Beyşehir’de katılmıştım. İkinci kamp hayatını ise 1996’da Antalya – Konyaaltı’na yakın ormanlık bir bölgede yaşamıştım. Askerliğimi ise, bakaya kaldığım için 83/1 tertip olarak İstanbul/Samandıra’da yaptım. Muhabereci olduğum için Denizkurdu Tatbikatlarına katılmış, arazide kamp yaparak tek kişilik çadırda kalmıştım. Çadır ve kamp hayatına yabancı olmama rağmen hiç bu kadar uzun bir kamp hayatı yaşamamıştım. Bir haftalık kamp hayatında yeni arkadaşlar edindim. Alânia Kalesi’ne teleferikle çıkarak Alanya’yı yukarıdan görme imkânı da buldum. Alanya şehir merkezini ilk defa gezdim. Alânia tarihi ve Alanya ile ilgili intibalarımı elbette sizlerle paylaşacağım.
Kampın yapıldığı bölge asırlık çam ağaçlarının bulunduğu Akdeniz sahillerine yakın bir bölgede idi. İncekum’a uzaklığı da yürüyerek 10-15 dakika mesafede idi. Gazeteci milleti olarak dört-beş yıldızlı otellerde kalmaya alışık olduğumuzdan olacak çadırda düz bir yerde kalmaya alışık olmadığımızdan ilk iki gün sırt ağrısı elbette çekmedik değil.
Bir hafta kamp insana ve ortaokul ve lise öğrencilerine iyi geliyor. Cırcır böceklerinin koro halinde sabahın ilk ışıyan saatlerinde başlayan zikir seslerine sonra alışıyorsunuz. Kampa Pazartesi günü geç saatlerde katıldım. Salı günü kahvaltıdan sonra Akdeniz’in tuzlu sularına kendimi bıraktığımda ne kadar rahatladığımı anlatamam. Öğle yemeğinden sonra kampta kalan 55 gence ilk sohbetimi Konya’yı tanıtarak yaptım. Akşamki sohbetimde ise, Nakipoğlu Evi’ni göstererek medeniyetimizi, ailenin ve kulluğun önemini ve hayatta edindiğim tecrübelerimi gençlerle paylaştım. Konya evleri ve konakları bildiğiniz gibi cumbalı ve dış duvarları yüksektir. Evlerin cumbalı ve duvarların yüksek olması mahremiyeti ifade eder. Bizim medeniyetimiz bu evlerde yaşatıldı. Müslümanın herşeyi kulluğa göredir. Müslüman zaman ve makân ile hiçbir şeyin yabancısı değildir. Necip Fazıl’ın “Zaman ve mekân bana aittir” dediği gibi bir gençlik yetiştirmeliyiz ki medeniyetine yabancı olmasın. Gençler şu öğüdü verdim: Hangi mesleği, hangi branşı seçerseniz ve öğrenmek istiyorsanız; onun teorisini, tarihini ve pratiğini öğrenmeli ve güncelini bilmelisiniz, dedim. Batı hayranlığı ahiretinizi tehlikeye atar. Hz. Mevlâna’nın “Kul oldum, kul oldum, kul oldum. Sonunda hür oldum” sözünü hatırlatarak gerçek eğitimin kulluk üzerine olması gerektiğini dile getirdim. Herşeyden önce kulluğumuzun kıymetini bilmeliyiz dedim. Seçebilmek için önce kendimizi bilmemiz gerektiğini hatırlatarak ilim okumanın insana kendini bildirdiğini ifade ettim. Daha sonra gençlerden; “Sem kimsin? Biz kimiz?” sorularını kendi kendilerine sormalarını ve nereden gelip, nereye doğru gittiklerine dair kendilerini sorgulamalarını istedim.
İslâm’a ve bizim medeniyetimize yönelik iki yüzyıldan beri Batı tarafından planlı bir küresel saldırılardan bahsettim. Bu saldırıların Akaid, Tasavvuf, Sünnet-i Seniyye ve Kur’ân-ı Kerîm’e yönelik saldırılar olduğunu söyledim. Gençlere “Kur’an’ın yaşanmasına Sünnet denir. Sünnetin yaşanmasına da tasavvuf denir. Tasavvuf ise “Kâmil insan” olmak demektir. İnsân-ı Kâmil’den Mürşîd-i Kâmil’e gidilir, dedim. Gençlere en son olarak yaptığınız bir işi; kulluğunuzun gereği olarak iyi, doğru ve güzel yapınız öğüdünde bulundum.
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de, kampa üçüncü gün katılarak gençlere Selçuklu Tarihi ile Mustafa Güçlü’nün beş kaidesini anlattı.
Çok yararlı bir kamp oldu. Hem eğlendik, eğlenirken de dinlendik. Çok güzel ve birbirinden hoş aktiviteler ve eğlenceli oyunlar oynandı. Konya Eğitim, İzcilik, Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Mustafa Parlatan’a ve hasta halimde kahrımı çeken görevli kardeşlerime ve kıymetli hocalarıma teşekkür ederim. Haklarını helâl etsinler.
YARIN: Alânia Kalesi ve Sultan Alâeddin Keykubad.