TARİHE YOLCULUK (104)
- Konya Valisi Galip Paşa, Millî Mücadele’de büyük yararlılıklar gösteren Konya halkıyla ilgili kanaatlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Konya ahalisini zeki, maarif sever ve her hususta müteşebbis olduklarını memnuniyetle gördüm.”
Konya’ya yeni vali olarak tayin edilen Galip Paşa (Ali Galip Pasiner), Konya’da Millî Mücadele’ye dört elle sarılmış, bol bol asker ve malzeme toplamıştı. Galip Paşa, hatıratında bu bahsi şöyle anlatmaktadır:Konya Valisi Galip Paşa’nın İcraatları
“Konya’ya gelip işe başladıktan sonra, Büyük Erkâniyenin gösterdiği lüzum üzerine Kolordu Komutanlığı selahiyeti ile Konya Mevki Kumandanlığı ihdas edildi. Bu vazifeyi de bana verdiler. Konya, aynı zamanda, ordunun Menzil Müfettişliği merkezi idi. Menzil Müfettişi Miralay (Albay) Kâzım Dirik Bey’le el ele verdik. Ben altı efrad (fertler, askerler) topluyor, takriben iki yüz ellişer mevcutlu süvari alayları teşkil ediyor, bunların ihtiyaçlarını ve malzemelerini tedarik ediyordum.
Kâzım Bey de tesis ettiği küçük fabrikalarda kılıç, mızrak gibi şeyler yaptırıyor, böylece askeri malzeme teçhizatını tamamlamaya çalışıyorduk.
Birbirini müteakip teşkil ettiğimiz alayları Garp Cephesi kumandanı İsmet İnönü’nün emrine göndererek, Miralay Fahreddin Altay Bey’in süvari kolordusunu takviyeye gayret ediyorduk. Bundan başka Konya’nın bol erzak manbaları da ordunun istifadesine arzedilmekte idi.
Bu çalışmalar pek zevkli idi. Ancak iane usulü malzeme tedarik edilmekte olmasından dolayı, Hükümet Merkezinde memnuniyetsizlik başgöstermişti. Anlaşılan bazı şikâyetler de vuku bulmaktaydı. Dahiliye Vekâleti (İçişleri Bakanı) bu yüzden beni mütemadiyen sıkıştırıyordu. Atatürk yine tam zamanında imdada yetişerek “Tekâlifi Harbiye” usulünü tesis etti…” (Selâhaddin Güngör, Kumandanlarımızın Harp Hatıraları, İstanbul 1937, sayfa 110).
Konyalılar Zeki, Eğitim Sever ve Müteşebbis İnsanlar
Bu arada Konya Valisi Galip Paşa, makamında kendisini ziyaret eden Babalık Gazetesi muhabirine Konyalılar hakkındaki kanaatini şu şekilde açıklıyordu:
“Konya’ya geleli iki buçuk ay oldu. Bu kadar müddet, idare-i umuru (işlerin görülmesini)her hali etrafıyla hata edebilecek müsaadeyi bahşedemez. Şu kadar ki, Konya ahalisini zeki, maarif sever ve ona meyyal ve her hususta müteşebbis olduklarını, gaflete uğrayarak duçar oldukları hata-ı mesbuka (geçmiş hatalara)rağmen menâfi-i umumiye memleketi müdrik (memleketin genel menfaatlerini kavrayan) bulunduklarını memnuniyetle gördüm.”
Galip Paşa Konya’da iyi çalışıyordu. Konyalı da onu sevmiş, benimsemişti. Cepheler ateş içinde yanıyor. Türk milleti bütün mevcudiyetiyle istiklâli için çarpışıyordu. Konya ve civarından bölük bölük gönüllü kafileler çıkıyor, bunlar merasimle cepheye uğurlanıyordu. Akşehir, Ereğli, Karaman, Sultaniye, Kadınhanı ve Ermenek’ten gönüllü süvari bölükleri, bütün teçhizatı ile hazırlanıyor, biri diğerini takip ediyordu. Bu arada Müdafa-i Milliye Vekili olan Rafet Bele Paşa, Konyalılara mütemadiyen teşekkür telgrafları çekiyor, Konyalı da yılmadan, usanmadan can, mal, para gönderiyordu. Halk hiçbir şey bulamazsa cephedeki erata birkaç paket tütün alıyordu. Konya Sanayi Mektebi çorap ve fanila imalathânesi binlerce fanila ve çorabı cepheye göndermiş; imalathâne gece gündüz çalışmıştı.
Konya’da birde “Galip Paşa Gönüllü Alayı” teşkil edilmişti. Bu alay büyük bir merasimle, 1921 eylül ayı içinde cepheye hareket etmiş, büyük yararlıklar göstermişti.”
YARIN: Delibaşı Mehmed tekrar sahnede…