- Tarihçi Prof. Dr. Hasan Bahar, Hatıp’ta bulunan bir Hitit Kitabesi’nden yola çıkarak Konya’nın, Selçuklular’dan ayrı Hititlere de “İkkuwaniia” adı altında 10 sene başkentlik yaptığını ortaya çıkardı.
Konya’ya ait “Çayırbağı, Hatıp, Gödene; uğurlar olsun gidene” diye bir atasözü var.
Altı seneden beri Gödene Meram Toki’de ikâmet ediyorum. İlk oturduğum sene çeşmelerimizden kireci az güzel su akıyordu. KOSKİ bunu kıskanarak suyumuzu değiştirdi ve akan suyu “tatlı su” diyerek yaptırdığı 4-5 çeşmeye bağladı. Suyumuz daha sonra 3-4 defa değiştirildi. Yaptırdıkları akan ‘tatlı su’ çeşmelerindeki suyu da değiştirdiler veya her zaman yaptıkları gibi bir başka suyla karıştırdılar. Bütün bunlara rağmen Konya’daki tatlı su çeşmelerinden akan su, pet şişelerde satılan sulardan daha sağlıklı olduğu için bu çeşmeleri yapan, yaptıranlara ayrıca teşekkür borçluyuz.
Ben de Konya’ya ilk suyu getiren “Cambaz Osman” adına yaptırılan Osmanlı Camii’nin yanı başındaki tatlısu çeşmesini tercihlerimin arasına koydum. Şimdilerde ise Hatıp ve Çayırbağı suyu içiyorum. Cambaz Osman Çeşmesi’nden doldurduğum tatlısu ile Hatıp’tan doldurduğum su arasında, sertlik ve yumuşaklık ile kireç açısından dağlar kadar fark var. Sille’deki tatlısu da çok güzel. Şimdilik tatlısu ihtiyacımı Hatıp’ta, bu sene çok yağan karlar ve yağmurlarla birlikte yeni keşfettiğim o sudan temin ediyorum.
Konya Hititlere de Başkentlik Yaptı
Söz konusu mekân ve yer Hatıp olunca, insanın aklına hemen tatlı su ve su kaynakları geliyor. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, Hatıp Mahallesi’nde, bundan 21 sene evvel bir Hitit Kitabesi bulunduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı. Bu bilgi ve belgeden yola çıkan tarihçi Hasan Bahar, Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmasıyla bildiğimiz Konya’nın Hititler’e de başkentlik yaptığını, şehrin en eski adının da Luvice dilinde “İkkuwaniia” olduğunu ileri sürmüştü. Türk araştırmacıların Anadolu’da bulduğu ilk Hitit kitabe olması açısından da önem kazanan bu yazıtta şunlar yazıyor:
“Büyük kahraman Kral Mutavalliş’in oğlu kahraman kral Kurunta”.
Tarihçi Bahar diyor ki; “Luvice Hitiler’den önce ve Hititler döneminde İç Anadolu’daki yaşayan Luviler’in kullandığı dil, bazı Hitit kitabeleri de bu dille yazılmış. Bizim ortaya çıkardığımız belki de en önemli bilgi, İkkuwaniia’nin bir Hitit başkenti olduğu… İnanılması zor görünüyor ancak bu durum gerçeğin ta kendisi” diyor ve devam ediyor:
“Hitit İmparotoru Mutavalliş’in oğlu Kurunta, Konya (İkkuwaniia) bölgesinin kralıydı. Başkent Hattuşaş’ta (Boğazköy) yaşayan imparator Mutavalliş, Kadeş Savaşı için ordularıyla birlikte güneye hareket etmeden önce, başkentin Kuzeydeki barbar kavimler tarafından yağmalanmaması için devletin evrakını, tüm hazinelerini ve devlet adamlarını 1285 yılında, daha güvenli olan Konya’ya taşıdı. Bugüne kadar sadece Selçuklu Devleti’ne başkentlik yaptığı şeklinde bilinen Konya, aslında Hitit İmparatorluğu’na da 10 yıl boyunca, yani milattan önce 1275 tarihine kadar başkentlik yaptı, imparatorluk buradan yönetildi. Hititler’in başkenti, Kadeş Savaşı’nın ardından yeniden Boğazköy’e taşındı.”
“Eflatun Pınarı” Neden Değerlendirilemiyor?
Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Sadıkhacı beldesinde bulunan ve halk arasında “Eflatun Pınarı” olarak bilinen tarihi ‘Hitit Kutsal Su Anıtı’nın eski fotoğraflar ile bu tapınağın 2010’lu yıllarda çevresi tekrar düzenlenmek suretiyle ziyaretçilere açılmasından sonra çekilen yeni fotoğraflar karşılaştırıldığında; arada o kadar çok fark olduğu görülüyor…
İnsanın aklına o zaman Beyşehir’in, Fasılların ve Eflatun Pınarının turizm açısından neden şimdiye kadar değerlendirilemediği sorusu geliyor.
Tarihe Yolculuğumuz kaldığımız yerden devam ediyor.
YARIN: Sadıkhacı’daki Hitit Kutsal Su Anıtı.