Bugün yine siz değerli okurlarımızın desteği ile yine güzel güzel konulara değineceğiz inşallah. Özelikle sabah ilk gelen bilgiler ile güne mutlu heyecanlı başlamanın huzuru içerisindeyiz.
Sabah bir abimizden gelen ilk fotoğraf ve bilgi notu şöyle idi.
“Günaydın canım abim. Sen ne mübarek adamsın. Senin bu üst geçidi yazdığının ertesi gecesi buranın ışıkları yandı ardından bugün de açılmış durumda. Allah razı olsun senden…”
……….
Aman ne olur biz en az tüm insanlar kadar günahkâr fani bir insanız. Bizim sizlerden tek farkımız eğer biraz dik durup becerebilsek şehrin ve şehrin insanları adına yarım yanlış küçük ya da büyük eksiklikleri dile getirebilmektir.
Çünkü bizi yönetenlerin dün de bugün de iyi niyetli olduklarına inanıyoruz.
Biz de sizlerin sayesinde gözden kaçanları gündeme getirip yetkilileri uyarmaya çalışıyoruz. O yüzden bizim iyi ve güzel bir şeye vesile olmamızın tek nedeni budur.
Biz de bu hocamızın bizi uyarması ile MEDAŞ önünde duran yürüyen merdivenlerin yeniden çalışması ve insanlarımızın da can güvenliği içerisinde bu yaya üst geçidini kullanmalarından dolayı Büyükşehir Belediyesi görevlilerine teşekkür ederiz.
BANKAMATİK ÖNLERİNDEKİ KİRLİLİK
Geçtiğimiz hafta bir dostumuz aşağıdaki fotoğraf karesi benzeri ile ilgili birkaç fotoğraf gönderip;
“Abicim tüm bankamatik yerlerinde müşteriye vermek için bilgi fişi düzenlenmekte bu bilgi fişleri tüm bankamatik önlerinde yerlerde çevre kirliliğine neden olmakta hiçbir banka bu konuda çöp kutusu veya bir önlem almamakta belediyeyse bu pisliğe göz yummaktadır güzel bir Konya için lütfen kapınızın önünü temiz tutalım” demişti.
Biz de bunu köşemize taşımıştık.
Allah razı olsun şehrimizdeki bankaların müdürleri ya da yetkilileri o kadar duyarlı (!) idi ki bir tek Allah’ın kulundan olumlu ya da olumsuz tık sesi çıkmamıştı.
Tık sesi uzaklardan geldi.
Geçen gün Konya dışında bir ilimizdeki İş Bankasının müdürü aradı. Müdür Bey sağ olsun yazılarımızı takip ediyormuş. Bizi bu konuda şöyle bilgilendirdi;
“Uğur Bey tüm bankamatiklerde fişlerin istenilmediği takdirde yeniden çevreye kirlilik yapmadan atılması için küçük bir delik vardır. Belki insanlarımız bu deliği bilmiyorlar. Buraya da genellikle sigara izmaritleri atılıyor. Ayrıca hiçbir banka bu bankamatiklere daha büyük çöp kutusu koyamıyor. Çünkü güvenlik gerekçesi var. Bu yüzden vatandaşlarımız da bizler de gerekli duyarlılığı gösterirsek haklı olarak sizin gündeme getirdiğiniz kirliliği önlemiş oluruz…”
……….
Her şeyden önce Konya dışında bizi takip eden ardından da konu hakkında bilgilendiren Sayın banka müdürümüze duyarlılıklarından hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ederim.
YENİ SGK’NIN ÖNÜNDE DÖKÜLEN
KANLARIN VEBALİ KİMİN?
Yeni yeni anlıyorum ki şehrin bir yerindeki sorunu dile getirdiğimiz zaman direkt ya Uğur Başkan ya da başkanın ekibinden bazı dostlar rahatsız oluyor.
O zaman bu konuların sık sık yaşanmaması için bir adım ödeye gidelim.
Düne bakalım.
Bir; bu şehrin havasından da suyundan da hastanesinden de sporundan da Uğur Başkan sorumlu.
Bu işin sorumlusu nasıl dün Tahir Başkan ise bugün de Uğur Başkandır.
Çünkü yeni başkanlık sisteminde yerelde Devlet adına Vali, siyaset adına Büyükşehir Başkanı 1 numaradır.
Doğru mu? Doğru.
O zaman bu şehirde hava kirliliği varsa bunun sorumlusu Çevre İl Müdürlüğü değil Başkandır.
Bu şehirde falanca resmi kurumun yeri yanlış ya da kurumun taşınmasının ardından gelen sorumluluklar direkt başkanı bağlıyor.
Mesela bugünkü konumuz yeni SGK’nın bulunduğu yer.
Yeri doğrudur, yanlıştır bu bizim bileceğimiz bir şey değildir. Şehri yöneten büyüklerimiz yasal çerçevede SGK’yı buraya taşımışlar ve dışarıdan baktığımız zamanda şahane bir bina yapmışlar.
Pekiiii şimdi gelelim bugün için şehri yönetenlerin vebal işine.
Vatandaş buraya dolmuş ile otobüs ile geliyor. SGK’ya giriyor ve başı dönmüş halde 40 parça çıkıyor. Şehre gerisin geri dönmek için ne yapacak? Nasıl evine dükkânına dönecek?
Şehrin ana girişinden, şehirlerarası Ankara Yolu girişinde yaya olarak karşıdan karşıya tırların şehirlerarası otobüslerin ve son sürat gelen otomobillerin arasından sıçrayacak.
Doğru mu?
Burayı ne güzel SGK binası yapmışsınız.
Bir günde yüzlerce zor durumda sıkıntılı insan buraya girip çıkıyor. Ama karşıdan karşıya nasıl geçecek? Neyle nasıl dönecek? Yani sıkıntı büyük.
Beyler bu iş sıkıntı ile kalmıyor yukarıda verdiğimiz örnek varsayım ya da bir öngörü ve varsayım meselesi değil.
İki gün önce bir vatandaş ağır yaralı kaldırıldı. Bize gelen bilgi vefat etti yönünde idi. Etmedi ise de bir yılda kendisine gelemez.
İki, burada iki haftada üçüncü yaralamalı kaza.
Şimdi Uğur Başkan ya da ekibi diyecek ki “Buraya biz mi yaptık? Bunun bizimle ne alakası var? Ya da diyecekler ki bu yol karayollarını ilgilendirir bize ne?”
Kendi açılarından bu denilen doğru mu?
Doğru değil de hadi diyelim ki doğru veya doğru sayalım.
O zaman akan kan hayatını kaybeden bu dünyada kimsenin yakasına yapışamaz da öbür tarafta yüce Rabbimin adaletinde kimin yakasına yapışacak?
Şunu diyebiliriz “Daha her şeyi Uğur Başkan’a yüklemek ya da yüklemek insafsızlık olur. Biraz daha sabredelim başkan her yere tüm ekibi ile hakim olsun. Ondan sonra…”
Haklısınız ama akan kan yaralı yaralıya vuran insan, ölen, ölenin yakını, o adama vurup katil olan kim, kim, kim bunların hesabını verecek?
Ortada bir ölü var ama bu işin sorumlusu yok?
Ben yine yıllar öncesinden durduğum yerdeyim.
Uğur Başkan en iyisini yapabilecek bir beyne yüreğe sahip. O zaman içi yanan insanımızdan kan akıtan insanımıza her kese şöyle diyelim mi?
“Biraz daha sabır, her şey çok güzel olacak inşallah (!)”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Toplu taşıma araçlarında kadınlara yaşlılara saygı göstermeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.